Bu ay iyi geçti, kendime ait bir kutu S'mores turtası almak için yeterli param var, ...11 yaşından beri tek amacım. | Open Subtitles | حظينا بشهر جيد جداً, كان لدي مال كافي لأشتري علبتي الخاصة من حلوى السمورز. هدف كان لدي منذ ان كنت بالحادية عشر. |
Tıpkı birbirine bağlanmış iki kutu bira gibi, biri likit oksijenle dolu, diğeri roket petrolüyle ve ağırlıktan kâr etmiş olduk. | TED | بكل بساطة مثل علبتي جعة اصطدمتا معاً، أحدهما مليئة بالأكسجين السائل، والأخرى مليئة بوقود الصواريخ، وهذا يحفظ الوزن. |
Benim için 2 kutu Mallomars'a ve elemanlarım için de Snicker'a patlar sana. | Open Subtitles | ذلك سيكلفكي علبتي من حلوى المولامرز و أصابع السنيكرز من أجل عملي |
Kenarında mavi atlar olan teneke kutum. | Open Subtitles | علبتي بالخيولِ الزرقاءِ حول الحافةِ. |
2 paket sigara içmiştim ve onun üstüne uzun bir süre de içememiştim. | Open Subtitles | دخَّنَّتُ علبتي سجائر وكنت في الخارج لمدة طويلة. |
Bu arada yanlış duymadın, ..."kendime ait" kutu dedim, tamam mı? | Open Subtitles | بالمناسبة, أنتِ سمعت اني كنت اشير إلى الحلوى كـ "علبتي الخاصة", صحيح؟ |
House, evini arayıp, yıllardır günde iki kutu ton balığı yediğini bulmuş. | Open Subtitles | (هاوس) فتش منزلها ووجد أنّها تتناول علبتي تونة يومياً منذ أعوام |
İçinde fatura paralarını tuttuğum kutu! | Open Subtitles | علبتي,انسيداد؟ |
İşte benim kocaman başarısızlık kutum! | Open Subtitles | ها هي علبتي الكبيرة من الفشل |
Teneke kutum. | Open Subtitles | علبتي. |
Yemek yerine 20 fincan kahve ve iki paket sigara içerdi. | Open Subtitles | عوض ذلك كان يحتسي 20 كوبًا من القهوة ويشرب علبتي سجائر يوميًا |
Ki ben 14 yaşımdan beri günde 2 paket sigara içen biriydim. | Open Subtitles | لقد كنت أدخن علبتي سجائر في اليوم الواحد مذ كنت في الرابعة عشر من عمري |
Günde iki paket içiyormuş. | Open Subtitles | تدخن علبتي سجائر في اليوم |