"على أقرب" - Translation from Arabic to Turkish

    • en yakın
        
    • en yakındaki
        
    Yalan konuşuyorsan, açlıktan ölene kadar en yakın ağaca canlı canlı asılacaksın. Open Subtitles إن تكلمت باطلاً فسأعلقك حياً على أقرب شجرة إلى أن يذويك الجوع
    Size söylüyorum, sinyal en yakın telefon kimdeyse ona göre hareket ediyor. Open Subtitles أخبرتك، الاشارة تبقى تتحرك هذا يتوقف على الذي حصل على أقرب هاتف
    Şimdi kendimi en yakın bara atıp tüm vücudum, götüm gibi uyuşana kadar içeceğim. Open Subtitles وسوف أنحني على أقرب حانة وأشرب حتى يبقى بقية جسدي مخدراً كما مؤخرتي
    Bütün silahlarınızı en yakın yıldız gemisine yoğunlaştırın. Open Subtitles ركزوا نيرانكم كلها على أقرب سفينة فضائية
    Polis, nefret suçu konusunda alarma geçti biz de en yakındaki beyaz adamı yakaladık. Open Subtitles نشرت الشرطة إنذاراً لجريمة كراهيّة، لذا قمنا بالقبض على أقرب رجل أبيض.
    Doğal olarak da bu duygularını, en yakın seks makinasına yönlendiriyorsun. Open Subtitles طبيعياً، تقومين بتسليط تلك المشاعر على أقرب آلة جنسية متاحة وقريبة منكِ
    Lütfen bir an en yakın acil çıkışlarınızı öğrenin. Open Subtitles أرجوكم خذوا بعض الوقت للعثور على أقرب مخرج طوارئ
    Pazar istikrarlı seyrederse, bu asrın sonunda hasat edersek kar marjı en yakın rakibinizinkini geçer. Open Subtitles على إفتراض أستقرار السوق، وإذا حصدنا في نهاية هذا القرن، فيجب على هوامش الربح أن تتفوق على أقرب منافسيك.
    Bu gece çok acıktığınızda en yakın pizzacıyı bulmak için tüm telefon rehberinizi sayfa sayfa, her satırda durarak çevirmeye benzer. TED ذلك أشبه بشعورك بالجوع ليلاً واضطرارك للتقليب في دليل الهاتف كاملاً من الغلاف إلى الغلاف، والتوقف عند كل خط، فقط للعثور على أقرب مطعم بيتزا.
    "Döllemeye hazırım, bana en yakın rahmi gösterin." Open Subtitles و التي تقول: "أنا جاهز للتكاثر دلوني على أقرب عنق للرحم"
    en yakın tamirhane nerede? - Lastiğim patladı da. Open Subtitles هلاّ دللتني على أقرب ورشة فإطاري مثقوب
    en yakın ıssız gezegende bırakırız. Open Subtitles سنرميهم على أقرب كوكب غير مأهول
    Sadece en yakın çıkışı bulmam lazım. Open Subtitles تحتاج فقط للعثور على أقرب مخرج.
    Maastricht gibi bir şehirdeyseniz ve biri bayılırsa, iPhone'nunuzu kullanabilir, ve birkaç hafta içerisinde Microsoft cep telefonunuzda da çalışacak, hayat kurtabilecek en yakın AED'yi bulabilirsiniz. TED واينما كنت في مدينة مثل ماستريخت وانهار شخص ما، يمكنك استخدام ايفونك، وخلال الأسابيع القادمة أيضا سيعمل على الهاتف المحمول الخاص بمايكروسوفت، للعثور على أقرب جهاز إيقاف الرجفان والتي يمكن أن تنقذ الأرواح.
    en yakın telefonu bulun ve hastaneyi arayın! Open Subtitles أعثر على أقرب هاتف وإتصل بالمستشفى!
    Çalıntı bir kargo gemisiyle evime gidiyordum, yakın bir yıldızda güneş patlaması meydana geldiği zaman kumanda sistemim alt üst oldu ve ben mecburen en yakın gezegene zorunlu iniş yaptım. Open Subtitles كنت في مركبة شحن مسروقة في طريقي للمنزل عندما كان هناك "توهج شمسي" من نجم قريب قام بإفساد أنضمة الملاحة وأجبرت على الهبوط الإضطراري على أقرب كوكب
    Vera ilk olarak, Samanyolu'na en yakın galaktik komşuya, Andromeda'ya teleskopunu çevirdi. Open Subtitles خاصة عن حركتهم فالأغلبية لا شيء (فير) أولا أختبرت تيلسكوبها الخاص على أقرب جار لمجرة درب التبانة (أندروميدا)
    Bir kadının babası ortada yoksa kendisinin kişisel arzularını kontrol etme görevi ailesindeki en yakın erkek üyeye kalır, o da Raj oluyor. Open Subtitles إن لم يكن والدُ امرأةٍ متواجد عمل التحكم بشهواتها الأساسية تقع على أقرب عضو من العائلة (وفي هذه الحالة (راج
    Buna rağmen bazıları da en yakın darağacından sallanmasını istiyor. Open Subtitles ورغم ذلك فالآخرون يتمنون {\pos(260,260)} رؤيته مشنوقًأ على أقرب سارية سفينة
    - James'le Tom'u öğrendin diye çıldırdın ve şimdi de bu adama en yakındaki en pis striptiz kulübünün yerini soruyorsun. Open Subtitles و الآن تسأل هذا الشخص ليرشدك على أقرب و أقذر ناد للتعرّي
    Yani,müzik durdu ve ben en yakındaki sandalyeye oturdum. Open Subtitles الموسيقى توقفت وأنا جلست على أقرب كرسى

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more