Kötü yaptığımız bir iş. en azından bunun farkına varmalı ve yapmamalıyız. | TED | على أقل تقدير، ينبغي أن نعترف بذلك، ونحن نميل لعدم الإعتراف به. |
O zaman en azından gece boyunca geçidi açmaya çalışacağız. | Open Subtitles | سيستمرون فى إجراء الإتصال بالبوابة حتى المساء على أقل تقدير |
en azından 8 gün boyunca hiç beni düşündün mü? | Open Subtitles | هل فكرت بي على أقل تقدير خلال هذه الأيام الثمانية؟ |
Çünkü teste katılan kişiler arasında en düşük skor ona ait. | Open Subtitles | حسنا , للمتبدئين هو حصل على أقل درجة في امتحان القدرات الإدارية |
Vegas'ta bir kişi daha sekiz sayıdan az farka oynamış ve çok para koymuş. | Open Subtitles | أحدهم في "فيغاس" راهن على أقل من 8 نقاط مقابل مبلغاً كبيراً من المال |
Hiç olmazsa pota benim olsun. | Open Subtitles | لا لا ، أنا على أقل تقدير يجب أن أحصل على اللوحة الخشبية |
Ve size başka türlüsü söylenmediyse en az müebbet hapisle karşı karşıyasınız. | Open Subtitles | خلاف ما رويته يمكنك مواجه حكم بالسجن مدى الحياة على أقل تقدير |
Ve yarınızdan fazlası günde bir dolardan daha az bir parayla yaşıyor olurdunuz. | TED | وأكثر من نصف الأشخاص هنا كان سيعيش على أقل من دولار واحد في اليوم. |
Yarın hepsi bitecek en azından. Öyle söylerler değil mi? | Open Subtitles | سينتهي كل شيء غدًا على أقل تقدير هذا مايقولونه، صح؟ |
en azından, aile sorumlulukları olan kişiler için olduğu gibi, diğer senaryolar için geliştirdiğimiz esneklik politikalarını ve stratejilerini uygulamak zorundayız. | TED | على أقل تقدير، نحن بحاجة لتطبيق سياسات واستراتيجيات مرنة، قمنا بتطويرها لسيناريوهات أخرى، مثل التي طورناها للأشخاص الذين لديهم مسؤوليات عائلية. |
en azından ilgi çekici bir gizemi olduğuna inandırmaya yetecek şekilde söylendiğini umuyorum. | TED | ولكن لحسن الحظ، لقد قيل بثقة كافية يكتنفها شيء من الغموض على أقل تقدير. |
Kavgacı, en azından bir mülakatı hak eder. | TED | على أقل تقدير، المشتبك يستحق إجراء مقابلة معه. |
en azından, yiyecek etiketlerine dikkat etmeyi deneyin, böylece şeker alımınızı sağlıklı bir düzeyde tutabilirsiniz. | TED | على أقل تقدير، حاول أن تنتبه إلى الملصقات على الأطعمة، لتحافظ على نسبة السكر لديك بمستوى صحي. |
Karşılıklı garantili refah için stratejiler veya en azından karşılıklı garantili hayatta kalma olmalıdır. | TED | يجب أن يكون حول استراتيجيات ضمان الازدهار المشترك أو على أقل تقدير، ضمان البقاء المشترك. |
en düşük ayarda bırakıyorum böylece biz ilerlerken, anılara erişebilirsin. | Open Subtitles | سأتركه على أقل وضع لذا قد تعملين خلال الذكريان بينما نمضى. |
Ama gerçeği söylemek gerekirse aldığım en düşük notlardan bazılarını bana o vermiştir. | Open Subtitles | لكن الحق يقال حصلت منها على أقل معدل تلقيته في حياتي |
Ayrıca subay eğitim okulu tarihinin en düşük puanlarından birine sahip olmakla övünüyorsun. | Open Subtitles | و قد حصلت على أقل الدرجات مطلقا في كلية تدريب الضباط |
Vegas'ta bir kisi daha sekiz sayidan az farka oynamis ve çok para koymus. | Open Subtitles | أحدهم في "فيغاس" راهن على أقل من 8 نقاط مقابل مبلغاً كبيراً من المال |
Vegas'ta bir kişi daha sekiz sayıdan az farka oynamış ve çok para koymuş. | Open Subtitles | أحدهم في "فيغاس" راهن على أقل من 8 نقاط مقابل مبلغاً كبيراً من المال |
Vegas'ta bir kişi daha sekiz sayıdan az farka oynamış ve çok para koymuş. | Open Subtitles | أحدهم في "فيغاس" راهن على أقل من 8 نقاط مقابل مبلغاً كبيراً من المال |
Hiç olmazsa pota benim olsun. | Open Subtitles | لا لا ، أنا على أقل تقدير يجب أن أحصل على اللوحة الخشبية |
Biliyor musun Hiç olmazsa ona karşı dürüst olmalısın. | Open Subtitles | أتعلمين.. على أقل تقدير، يجب أن تكوني صادقة معه. |
en az alacağınız ceza hastanenin kapatılması olur ve hakkınızda dava açılır. | Open Subtitles | على أقل تقدير ، سيتم إغلاق عملك أنت نفسك مُعرض للمسائلة القانونية |
Burada, en az bir el büyüklüğünde iri bir canlının damgasını görebiliyoruz. | Open Subtitles | تحت هذه، يمكننا رؤية طبعة لمخلوقٍ كبير نوعاً ما، بحجم يدك على أقل تقدير. |