"على الأقل كان" - Translation from Arabic to Turkish

    • en azından
        
    Her kim yaptıysa, en azından makul bir sebebi varmış. Open Subtitles من فعل ذلك ، على الأقل كان لديه الدافع لائقة.
    en azından onun, çocuğuyla iletişim kuramamasının bir mazereti vardı. Open Subtitles على الأقل كان لديه عذر لبعده عن التواصل مع ولده
    en azından ev için arama emri çıkartacak kadar sebebimiz oldu. Open Subtitles حسنًا، على الأقل كان لديّه سبب محتمل كافي لأمر تفتيش المنزل
    Ama en azından dayanmamı sağlayan o güzel müzik vardı. Open Subtitles لكن على الأقل كان لدي تلك الموسيقى الرائعة تبقيني أواصل
    Ben beyazlar savunmak için çalışıyorum değilim kendi halkına uygun gördüğümüz kim özelliği olarak, ama benim deneyim, en azından görgü var. Open Subtitles لست أحاول الدفاع عن البيض , الذين يرون بأنهم مناسبين لأمتلاك الناس كممتلكات , لكن بتجرتي , على الأقل كان لديهم آداب
    en azından hangisini tercih ettiğimi sorabilirdin? Open Subtitles على الأقل, كان مفترضا ان تسألنى ايهما اُفضّل
    en azından döndüğünde orada olacağını biliyordu. Open Subtitles على الأقل كان يعلم سيكون الذهب هناك عندما يعود
    en azından biraz daha rahat yapabilirlerdi. Open Subtitles حسناً، على الأقل كان يمكنهم جعله أكثر راحة
    en azından elektriğe çarpılıncaya kadar Albany'de yaşıyordu. Open Subtitles على الأقل كان يعيش هناك حتى صعق بالكهرباء
    Ama bu en azından bir panterdi. Open Subtitles لكنه, على الأقل كان نمراً لذلك كان سريعاً
    en azından gerçek bir işim vardı. Open Subtitles على الأقل كان عندي عملٌ حقيقي، نصف مستمعيك يسمعون أصواتًا مسبقًا في رؤوسهم
    Şey, en azından harika görünüyorduk ve en önemli olan da bu. Open Subtitles حسن، على الأقل كان شكلنا راىع وكان هذا أهم شيء
    Kore, baba. en azından orada bolca ilaç vardı. Open Subtitles كوريا، أبي على الأقل كان عندهم الكثير من الأدوية هناك
    en azından beni geri arayacak terbiyeye sahip olması gerekirdi. Open Subtitles على الأقل كان يجب أن تتحلى بالإحترام وتتصل بي
    Bazen çok da iyi bir çizgi, ama -- en azından bir çizgi vardı. Open Subtitles ربما كان خطا رفيعا في بعض الأحيان لكن على الأقل كان هناك فاصل
    Akıllıca olduğunu düşünsek de düşünmesek de, en azından aile dışında konuşabileceğin biri var. Open Subtitles وإذا كنا نعتقد انها ذكية أم لا، على الأقل كان لديك شخص واحد خارج نطاق الأسرة التي يمكنك التحدث إليها.
    en azından hoşçakal diyecek vakti oldu. Open Subtitles على الأقل كان لديه الفرصة ليقول مع السلامة
    Evet, o mağaraya onunla bana almış, ya da en azından benim ailem oldu söyledi. Open Subtitles ، كان يجدر به أن يأخذنى معه إلى ذلك الكهف أو على الأقل كان أخبرنى أين كانت عائلتى
    - en azından o para vermedi Danny. Open Subtitles على الأقل كان لزاماً عليه أن يدفع، داني. ما هو النخب، آش؟
    "en azından kaçma şansımız olurdu. Yüzlerce uçak geliyordu." Open Subtitles على الأقل كان يُمكننا أن نركض ومئات ومئات الطائرات كانت تجيء

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more