Kutup ayıları gibi, bu hayvanlarda buzlu bir çevreye bağımlı. | TED | وكما دببة القطب فهذه الحيوانات تعتمد على البيئة الجليدية |
Ama ayrıca yerel çevreye nasıl bir etkisi olacağını düşünürler. | TED | وسيفكرون كذلك في ما هو التأثير الذي ستتركه على البيئة المحلية؟ |
Bunların çevreye etkisini belli sınırlarda anlayabiliyoruz, ancak düşünemediğimiz etkileri de var. | TED | وقد تؤثر على البيئة بطرق نعتقد أننا نستوعبها، ولكنها تؤثر عليها أيضًا بطرق نجهلها. |
Buna benzer olarak, hükümetler politikacılar bir sabah öyle düşünerek uyandığı için zekice çevre ya da iş yasaları çıkartmıyorlar. | TED | وبشكل مشابه، لم تطبق الحكومات قوانين الحفاظ على البيئة ولا حماية حقوق العمال فقط لأن سياسيّ الحكومة استفاق ضميرهم فجأة. |
Basit veya kolay bir cevap yoktur ve hatta doğal çevreyi koruma konusundaki iyi niyetli çabalar bile bazen problemlere neden olur. | TED | لا يوجد جواب بسيط أو سهل. حتى جهود الحميدة المبذولة في الحفاظ على البيئة تواجه في العادة مشاكل تعرقلها. |
Sadece A.B.D. 'de, 4 milyon milden fazla yol var, inşa etmesi çok pahalı, altyapıyı korumak çok pahalı, dev bir ekolojik ayak izine sahip, ancak, çoğu zaman çok tıkanık. | TED | في الولايات المتحدة الأمريكية وحدها، يوجد أكثر من أربعة ملايين ميل من الطرق، التي يكلف بناؤها الكثير، و كذلك الإبقاء على بنيتها التحتية، مع تأثير على البيئة كبير، و مع ذلك، فهي مزدحمة في أغلب الأحيان. |
Böylece birçok hipotez ortaya attık, aşağıda küçük yeşil insanlar onu alıp götürüyordu gibi. Bir yığın şey oluyordu. | TED | لذلك استنتجنا بعض الافتراضات, هناك بعض المحافظين على البيئة يبنون عليها. أو ما شابه ذلك. |
Aynı listeyi uygulayalım: insanların çevreye etkisi. | TED | و بتطبيق نفس قائمة الفحص: التأثير البشري على البيئة. |
Sürekli değişen çevreye ve yapılması gereken görevlere göre sürebilir, koşabilir, uçabilirler. | TED | يمكنهم القيادة والركض والطيران، اعتماداً على البيئة المتغيرة والمهمة التي ينفذوها. |
Buradaki kurtlar yeni bir çevreye, tıpkı İngiliz kasabalarındaki şehir tilkilerinin yapmış olduğu gibi son derece uyum sağlamaktalar. | Open Subtitles | تتكيّف الذئاب هنا على البيئة الجديدة كما فعلت ذئاب الحضر في البلدات الإنجليزيّة. |
Bu mavi şey çok işe yarıyor. çevreye de zararı yok. | Open Subtitles | هذه المواد الزرقاء تعمل جيداً و هي آمنه على البيئة |
Mangalda eti çok seviyorum ama çevreye zarar veriyor. | Open Subtitles | أحب شرائح اللحم في الشواء، لكن تأثيرها سيء على البيئة |
Aslında, bunlardan bazıları kullanıma konulduğu takdirde çevreye, insan sağlığını da tehlikeye sokan korkunç etkileri olmaktadır. | Open Subtitles | و في الواقع، فإن بعضها، إذا استعملناها فإن لها تأثير سلبي جدًّا على البيئة |
Beslenme alışkanlığımızın, çevreye ve dünyadaki açlığa etkisiyle ilgili. | Open Subtitles | إنه عن كيف يؤثر ما نأكله على البيئة والفقر في العالم |
Böylece misafirler, ev sahipleriyle tanışmadan önce çevreye alışacaklar. | Open Subtitles | حتى يتسنّى لهم التعوّد على البيئة قبل لقاء المستوطنين هناك |
Biz çevre üzerinde kalıcı bir etki bırakmak istemiyoruz. | TED | لا نريد أن يكون له تأثير دائم على البيئة. |
Ardından çevre konusundaki endişelerimden doğan bir fikir kökleşmeye başladı. | TED | ثم بدأت فكرة ما تترسخ لدي، والتي وُلدت من قلقي على البيئة. |
Biri doğal çevreyi korumak; tarihi ve önemli tarımı. | TED | الأول هو الحفاظ على البيئة الطبيعية، التاريخ والزراعات المهمة. |
Ve bu seçimi şu soruyu sorarak yapın, bu etrafımdaki çevreyi nasıl etkiler? | TED | ونقرر تناول هذه الخيارات بالسؤال، كيف سيؤثر هذا على البيئة من حولي؟ |
Beni Amerika'nın en yeşil CEO'su olarak tanımlamaya devam ettiler. | TED | و ووصفوني بأني أكثر المديرين التنفيذيين في أمريكا محافظةً على البيئة |