"على القارب" - Translation from Arabic to Turkish

    • teknede
        
    • Gemide
        
    • tekneye
        
    • gemideki
        
    • Botta
        
    • gemiden
        
    • saldayken
        
    • teknenin alabora
        
    • teknedeki
        
    "teknede bir bomba olduğunu bilirsen ona en önde gitmezsin." Open Subtitles أنت تعلم أن هنالك قنبله على القارب فلا تسرع باتحاهها
    Şimdiye kadar bu teknede gerçekleşen en dramatik şeylerden biriydi. Open Subtitles لقد كان من أكثر ما حصل معي حزناً على القارب
    Gemide başladığım mektubu bitirmeye çalışıyorum. Open Subtitles انا احاول انهاء خطاب كنت قد بدأته على القارب
    Bunlarla muhafızları geçip tekneye binerler. Open Subtitles هذه ستجعلهما يعبران الحرس ويصعدان على القارب
    Diğer gemideki adamlar, seçimlerini cinayet ve hırsızlıktan yana yaptılar. Open Subtitles هؤلاء على القارب الآخر اتخذوا قرارهم قرروا أن يقتلوا يسرقوا
    Teşekkür ederim. Kamera burada değil. teknede söylediklerim için özür dilerim. Open Subtitles شكرا الكاميرا ليست هنا حتى آسفه بشأن ماقلته لك على القارب
    teknede başka bir şeyden bahsetmediler. Open Subtitles لم يتحدّثوا سوى عن هذا الأمر على القارب.
    Neden bana Hengstrom ile teknede konuştuğunu söylemedin? Open Subtitles ولماذا لم تُخبرنى انك تحدثت الى هينجستروم على القارب ؟
    Ben de, Doktor. Şimdi, Şunu biliyoruz ki, Giles teknede idi. Open Subtitles وانا كذلك يا دكتور نعلم على وجه اليقين ان جيلز كان على القارب
    Milton ile birlikte teknede bize mutlaka katılın. Karen yemeği hazırlar. Open Subtitles انت وميلتون يجب ان تنضموا لنا على القارب واحضرى الاطفال
    Bugün teknede ben de iyi vakit geçirdim. Open Subtitles أتعرفين, اليوم على القارب لقد حظيت بوقت جيد أيضا
    Gemide gelirken buranın tam "fikir" yeri olduğunu biliyordum . Open Subtitles عندما جئت على القارب فى طريقى كنت أعرف أن هذا مكان للأفكار
    Gemide gelirken buranın tam bir "fikir" yeri olduğunu biliyordum. Open Subtitles وأنا على القارب في طريقي إلى هنا كنت أعرف أن هذا مكان للأفكار
    Gemide deniz tuttu ve midemi bastırsın diye bir şeyler yemeye çalıştım ama bu ülkede yemekler korkunç. Open Subtitles أصبت بدوار البحر على القارب وحاولت عندئذ أن أتناول شيء يهدء معدتي لكن الطعام في هذه البلد سيء
    Çünkü çoğu kız, tekneye bindiğinde delirir. Open Subtitles فأغلب الفتيات اللاتي اصطحبتهن على القارب
    Çünkü çoğu kız, tekneye bindiğinde delirir. Open Subtitles فأغلب الفتيات اللاتي اصطحبتهن على القارب
    tekneye 4 kişi için... iyi para ödedik hatırlıyor musun? Open Subtitles لقد دفعنا نقوداً جيده من اجل اربعه على القارب,تذكر؟
    Büyük gemideki partiye, benden başka kim hazır? Open Subtitles لذا ، من على أستعداد ليكون طرف على القارب الكبير بجانبى؟
    Evet ve gemideki insanlarla da konuştum. Şu an bizi almak üzere yola çıktılar. Open Subtitles أجل، ولقد خاطبت من على القارب وهم بطريقهم لإقلالنا الآن
    O zaman sana o Botta olanları açıklamama hiç gerek yok herhâlde. Open Subtitles إذن، لستُ بحاجة لأن أفسرُ لك ما حصل، لأولئك الناس على القارب
    Paris'te gemiden indikten sonra. Biz sıcaktan olduğunu düşünmüştük. Open Subtitles كان هذا على القارب الى باريس,ولكننا ظننا انها ربما بسبب الحرارة
    Sen saldayken nasıl endişelendiğimi biliyor musun? Open Subtitles عندما كنت على القارب أتدري كم كنت قلقة؟
    Peki, sanıldığı üzre, Bayan de Winter aşağı indiğinde anî ve şiddetli bir rüzgar çıktıysa bu, teknenin alabora olması için yeterlidir, değil mi? Open Subtitles "عندما نزلت السيدة "دى وينتر للقارب , كما يقولون وهبت رياح مفاجئة على القارب كانت كفيلة بإغراق القارب أليس كذلك ؟
    - teknedeki bir elektrik arızasının telsizlerin ve denizaltının sinyallerini kesmiş olması mümkün. Open Subtitles من المُمكن أنّ مُشكلة إلكترونيّة على القارب قد أفسدت إشارة السمّاعات والغوّاصة الصغيرة.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more