Ya da ev ödevini araştırmayı bilmeyen bir çocuk çünkü bilgiye erişimi yok. | TED | وفي طفل لا يستطيع حل واجباته المنزلية، لأنه لا يستطيع الحصول على المعلومات. |
Elimizdeki az bilgiye göre teknolojisi şimdiye kadar gördüklerimizden çok farklı. | Open Subtitles | بناءا على المعلومات القليله التى لدينا فهى تكنولجيا أبعد مما شاهدناه |
Toplumdan bilgi alabilecek ve onları bilgilendirebilecek cep telefonlarımız var. | TED | لدينا الهواتف المحمولة للحصول على المعلومات من العامة ولإيصالها إليهم. |
Herhangi bir grup veya kişi dünyadaki besin ve petrol zincirini kontrol etmesi gerektiğinden daha fazla bilgi alamayacak. | Open Subtitles | لا مجموعات، لا شخص ينبغي أن يسيطر على المعلومات أكثر من أن ينبغي أن يتحكموا بكل نفط وغذاء العالم. |
bilgiyi elde edip, onu muazzam ve müthiş bir hâle dönüştürüyorsun. | Open Subtitles | أعتقد بأنك تحصل على المعلومات و تحولها لشيء هائل و فظيع |
Kurumlar bir saldırı ile ilgili bilgileri çoğu zaman kendilerine saklıyor. | TED | تقوم المنظمات في الغالب بالإبقاء على المعلومات المرتبطة بذلك الهجوم لأنفسهم. |
Elimizdeki istihbarata, bölgede Rus güçlerinin olmamasına uydu verilerinin analizine göre... | Open Subtitles | إستناداً على المعلومات المتوفرة لا يوجد قوات روسية بالمكان محللينالقمرالصناعى... |
Bu yüzden bilgiye erişim isteğini artarak görüyoruz. | TED | لهذا ، نشاهد تزايد الطلب .. على الحصول على المعلومات. |
Gerçekten zor. Bu yüzden halâ bilgiye ulaşmak için yasal olmayan yollara güvenmek zorunda kalıyoruz, sızıntılar vasıtasıyla. | TED | الأمر صعب جداً ، فيجب علينا أن نواصل اعتمادنا على .. الطرق غير الشرعية في الحصول على المعلومات ، عبر التسريبات. |
En iyi şansım buydu; bilgiyi açığa çıkarmak ve bu bilgiye erişen herkesin bunu kullanması. | TED | لذا فأفضل ما يمكن القيام به هو الحصول على المعلومات المتوفرة، واستخدامها بحيث تكون متاحة للجميع. |
Biz cihazlara bağımlı değiliz. biz, onlardan akan bilgiye bağımlıyız. | TED | إننا لسنا بمدمنين على الأجهزة، بل مدمنون على المعلومات التي تنساب عبرها. |
Öyleyse, bilgiyi görselleştirmek, gördüğümüz kadarıyla önemli motifler ve bağlantılar almak ve tasarlayarak onlara anlaşılabilirlik sağlamak, yada bir hikaye okutmak, yada sadece önemli olan bilgiye odaklanmamızı sağlama amacı taşır. | TED | وهكذا، فعرض المعلومات، بحيث يمكننا أن نرى الأنماط والعلاقات المهمّة ومن ثمّ تصميم تلك المعلومات لتكون أكثر منطقية، أو أنها تروي قصة، أو تجعلنا قادرين على التركيز فقط على المعلومات المهمّة. |
Sadece ihtiyacım kadar bilgi edinip bir gece kulübü açmayı düşünüyorum. | Open Subtitles | فقط لمجرد الحصول على المعلومات انا اريد فتح ملهى ليلي,في الواقع. |
NASA artık bilgi için tüm isteklerimize tam bir işbirliği içinde çalışıyor. | Open Subtitles | ناسا الآن تتعاون معنا بشكل كامل مع جميع طلباتنا للحصول على المعلومات |
bilgi almanın en iyi yolu şöyle bir ziyaret etmektir. | Open Subtitles | دائماً أفضل طريقة للحصول على المعلومات عندما تكون صعبة الإيجاد |
bilgi alabilmek için seks kozunu oynamayı bilen bir tek sen değilmişsin. | Open Subtitles | أنت لست الشخص الوحيد الذي يعرف كيفية استخدام الجنس للحصول على المعلومات. |
Hackleyip gireceğim, istediğimiz bilgiyi alacağım bu odadan asla çıkmayacağız. | Open Subtitles | وأحصل على المعلومات التي نريدها لن نضطر لمغادرة هذه الغرفة |
bu bilgiyi içeren çok güzel bir molekül. | TED | هو تلك الجزيئة الجميلة التي تحتوي على المعلومات. |
O depo, bilgileri daha rahat kontrol edebilmek için bölümlere ayrılmıştır. | Open Subtitles | دائرة التخزين تنقسم الى عدة أقسام من أجل السيطرة على المعلومات |
Veri kontrol odasındaki bilgileri almak için çok geç değil. | Open Subtitles | لم يفت الآوان للحصول على .المعلومات من وحدة التحكم بالبيانات |
Gördüğüm istihbarata dayanarak son derece emin olarak söyleyebilirim ki, | Open Subtitles | وأنه لم تعد هناك أسلحة على أرض أمريكية؟ ...بناءاً على المعلومات التى رأيتها |
İstihbarat veritabanına erişmeden bunu yapamayız. | Open Subtitles | لانقدر على ذلك بدون الدخول على المعلومات السرية |
Hadi oradan, İstihbaratı ele geçirmek çok umurunda sanki... | Open Subtitles | بالله عليك ، أنت لا تهتم البتة للحصول على المعلومات. |