Size birkaç soru sormak, etrafa bir göz atmak istiyoruz. | Open Subtitles | إننا نود ان نسألكم بضعة أسئلة، ونلقي نظرة على المكان. |
etrafa bir göz atmamın sakıncası var mı? | Open Subtitles | أتمانع إن ألقيت نظرة على المكان , يا سيدى ؟ |
Bunlar Burayı almak için değil, buradan çıkmak için savaşmalılar. | Open Subtitles | ذوى العيون الضيقة يجدر بهم ان يقاتلوا للخروج منها وليس السيطرة على المكان |
İyi şeylerden bahsetmek gerekirse Hawaii'nin çok güzel bir yer olduğunu söyleyebilirim. | Open Subtitles | لا تقلقى على المكان هنا جميل جدا اشجار النخيل و الشواطى البيضاء |
Artık her şeyi kontrol altına aldık. Bu yeri çabucak tekrar iş görür hâle getireceğiz. | Open Subtitles | لقد سيطرنا على المكان من جديد سوف تعود الحياة إلى طبيعتها خلال و قت قصير |
Beni yemek için nereye götüreceğine göre değişir. | Open Subtitles | هذا يعتمد على المكان الذي سيأخذني فيه لتناول العشاء |
etrafa bir bakıp onun için geri geleceğim. | Open Subtitles | سألقي نظرة على المكان ثم سأعود من أجلها. |
- Ben etrafa bir göz atmak istemiştim. | Open Subtitles | أوه، أيمكنني مساعدتُك؟ نعم، أتمنى بأن ألقي نظرةً على المكان. |
etrafa bir bakabilir miyim? | Open Subtitles | هل ممكن أن ألقي نظرة على المكان ؟ تفضل . |
Onlar etrafa bir göz attılar ve birşeyler tattılar... ve beğendiler de... | Open Subtitles | ألقوا نظرة على المكان وتذوقوا و أحبوه... |
etrafa bir göz atmak istedim. | Open Subtitles | أردتُ ألقاء نظرة على المكان |
Charlie neden etrafa bir göz atmıyorsun? | Open Subtitles | لم لا تلقى نظرة على المكان إن أردت يا (تشارلى) ؟ |
Yalnız kaldığınızda, Burayı hissetmesini sağla. | Open Subtitles | في المرة الأولى دعها تأتي لوحدها، لتعتاد على المكان. |
Burayı tamamen ele geçirebilmemiz büyülülerin gerçekten öldüğünü kanıtlamıyor mu? | Open Subtitles | أليست حقيقة أننا إستطعنا أن نستولي على المكان دليل كافي على أن المسحورات قد ماتوا حقاً ؟ |
Saat 3:36, Burayı yok etmek için 20 dakikamız var. | Open Subtitles | الوقت 20: 36، لدينا 20 دقيقة للسيطرة على المكان. |
Bunu koyabileceğiniz güvenli bir yer var mı ? | Open Subtitles | حصلت على المكان الآمن أنت هلّ بالإمكان أن يضع هذا؟ |
Ama sen onlara kendilerini güvende hissettikleri bir yer verdin. | Open Subtitles | ورأيت بأنّك تغلقين الباب على المكان الذي أولئك الأطفال يمكن أن يشعروا بالأمان فيه |
Hiç kadın eli değmiş bir yer gibi görünmüyor. | Open Subtitles | لا يبدو على المكان أنه حظي بلمسةإمرأة على الأطلاق |
Resmi alabilir miyim, Bu yeri bulabilmek için ? | Open Subtitles | هل تمانع بحتفاظي بالصورة للعثور على المكان ؟ |
Bunu bir çekmecenin arkasında buldum, ve Bu yeri bilmiyorum. | Open Subtitles | لقد وجدتها خلف الجارور و لم أتعرّف على المكان |
Ben yokken Bu yeri düzenli tutamıyor musuz? | Open Subtitles | ألم يكن باستطاعتك الإبقاء على المكان منظماً وأنا غائب ؟ |
Bak, topun sektiği yer ve raketin topla buluştuğu yüksekliğe göre nereye koşmam gerektiğini hesaplamaya çalışıyorum. | Open Subtitles | أحاول أن أحسب أين يجب أن أركض معتمداً على المكان الذي ترتد منه الكرة و على أي ارتفاع |