İki el Ateş etti, ben de masadaki silahla cevap verdim. | Open Subtitles | واطلق على النار مرتين وسحبت مسدسي من المكتب واطلقت علية بالمثل |
Bir yamyamı kafanızda canlandırın, insan derisine batan insan dişleri, ateşte kavrulan insan eti. | TED | تصور أكل للحوم البشر, أسنان بشر في جلد بشر لحم بشري يحمص على النار |
Evet, aradığımız katil yanıyor olmalı. | Open Subtitles | نعم، حسنا، القاتل نحن أبحث عن انا يجب كان على النار. |
Bir kızı ateşin üstünde yürürken, yılanı ağzına sokarken izlemişsinizdir. | Open Subtitles | ربما رأيتم فتاة تسير على النار أو فتاة تأكل ثعبانًا |
ateşi nasıl canlı tutacağını öğreniyor. | TED | إنه يتعلم كيفية الإبقاء على النار مشتعلة. |
"Tutuşan Sayfalar" fikrini nereden bulduğunu bize anlat. | Open Subtitles | أخبرنا كيف خطرت لك فكرة رواية " أوراق على النار" حسناً ، أنا كنتُ في طابق العدّة |
Bu gün vuruldum, uyumak istiyorum biraz. | Open Subtitles | انا احاول الحصول على قسط من النوم لقد اطلق على النار اليوم |
İki aile de birbirinden nefret ediyor ve bu da yangına körükle gitmektir. | TED | فكلا العائلتين تكرهان بعضهما وهذا الفعل هو صبٌ للزيت على النار. |
Bunlar kontrollü bir Ateş yakabilmek için gereken üç işlevsel öğedir. | TED | هذه هي العناصر الثلاثة للنار لابد أن تكون لديك سيطرة على النار |
Ateş yakmak istiyorduysan, gözlüğü rica... | Open Subtitles | بيجي لا يستطيع ان يرى ، اذا اردت ان تحصل على النار كان يتوجب عليك فقط ان تطلبها |
Bu gelin, geçen gece bana Orly'de Ateş etmişti.. | Open Subtitles | تلك العروس اطلقت على النار الليله الماضيه فى مطار اورلى |
ateşte kahvemiz var. - Biraz ister misiniz? | Open Subtitles | لدينا قهوة على النار هل تريدون بعضا منها ؟ |
Oraya vardığınızda demiri ateşte kızdırıp bunu yaparlar. | Open Subtitles | عندما تصل للمزرعة يضعوا الحديد على النار ويقوموا بتلك |
Bu gecede yemek yiyeceklerini, konuşacaklarını, dans edeceklerini gülüp eğleneceklerini, ateşte elma kızartacaklarını biliyorum. | Open Subtitles | الان , اعلم انهم بالليل سوف ياكلون ويتكلمون ويرقصون ويضحكون ويشوون التفاح على النار |
Ekip 4. Ufukta bir yangın gördüm. Burada, Karayolu 20. milde bir şey yanıyor. | Open Subtitles | [رجل على الراديو] وحدة أربعة، حصلت على النار خارج على الطريق السريع في علامة الميل 20. |
'Kilise yanıyor' sözlerini duyunca sırtımdan soğuk terler boşandı. | Open Subtitles | تلقيت اتصالا من أحد زملائي، الذي قال: "إن الكنيسة هي على النار!" |
Demek istediğim, tüm yiyecekler taze. Hatta şu ateşin üstünde birşeyler pişiyor. | Open Subtitles | أعني كل الطعام هنا طازج وهناك شيء يطبخ على النار |
Bir kızın ateşin üstünde yürüdüğünü, yılan yediğini görmüşsünüzdür. | Open Subtitles | ربما رأيتم فتاة تسير على النار أو فتاة تأكل ثعبانًا |
Uchihanın amplemi ateşi kontrol edebilen yelpazedir. | Open Subtitles | إن شعار يوتشها المؤيد هو من يسيطر على النار |
Trudy Platt, "Tutuşan Sayfalar"ı okumamı istedi. | Open Subtitles | طلبَت منّي (ترودي بلات) أن أقرأ رواية "أوراق على النار" |
Sonny... Olanlar için üzgünüm. Ama ben de vuruldum! | Open Subtitles | سوني، أنا حزين بشأن ما حدث، لكنّي أطلق على النار! |
yangına körükle gitmek gibi. | Open Subtitles | سيكون كافيا لوضع البنزين على النار بالنسبة للعائلات |
ocakta bir şey mi unuttun? Ben mi? | Open Subtitles | هل تركتي شيئا على النار ثانية ؟ |