Albay, bu görüşmeyi özel olarak yapsak daha iyi olur düşüncesindeyim. | Open Subtitles | أيها العقيد، أرى أنه من الأفضل مناقشة هذا المسألة على انفراد |
Sizinle ve Amy'in annesiyle özel olarak konuşmalıyız. Haydi, gidelim. | Open Subtitles | نريد ان نتحدث معك و مع والدة إيمي على انفراد |
Konuşmalar yapmak için dünyanın dört bir yanına seyahat ettim ve tıpkı saatle çalışır gibi her etkinlik sonrası en az bir kişi yanıma yaklaşıyor ki tecrübelerini bana özel olarak anlatabilsin. | TED | سافرت عبر العالم ألقي خطابات، وبشكل متوقع، بعد كل خطاب يأتي إليّ أكثر من شخص ليشاركوا قصتهم معي على انفراد. |
Ciddiydim. Bir konuyu özel olarak derhal konuşmamız gerekiyordu. | Open Subtitles | لقد كنت جادا جدا, هناك أمر ارى اننا يجب ان نناقشه معا على انفراد |
Benimle özel olarak mı görüşmek istiyorsunuz? Onlar için sorun değil. | Open Subtitles | انت تريد التحدث معى على انفراد , كابتن والداى يتفهمان |
Büyük ihtimalle, buraya gelip benimle özel olarak konuşmak için fırsat kolluyordu. Evet. | Open Subtitles | وكان ينتظر الفرصة للنزول ليتحدث على انفراد معى |
özel olarak konuşabilirsek, telaşlanacak bir şey yok. | Open Subtitles | لو نتحدث فقط على انفراد لا شيء يدعو للعصبية |
- Tamam o benimle çekil. Teğmen, sizinle özel olarak konuşabilir miyiz? | Open Subtitles | حضرة الملازم، أود أن أتكلم معك على انفراد من فضلك |
özel olarak konuşmalıyız. Onunla özel konuşmalıyım. | Open Subtitles | اريد ان احدثك على انفراد اريد ان احدثه على انفراد |
özel olarak konuşmak istersen, dua edebiliriz ya da... | Open Subtitles | إذا كنت ترغب بالحديث على انفراد فنستطيع أن نركع و نصلي |
özel olarak konuşmamız gerektiğini düşündüm. | Open Subtitles | شكراً لمرورك أعتقدت أن علينا التحدث معا على انفراد |
O konuyu benimle özel olarak konuşmak ve bana önemli bir şey söylemek istiyordu. | Open Subtitles | وتريد أن تتحدث معي حول ذلك على انفراد وأن تخبرني شيئاً هاماً |
Cep telefonumdan CTU'yu arayacağım, onunla özel olarak konuşabilirsin. | Open Subtitles | سأتصل بالوحدة من هاتفي الخليوي حتى يمكنك الحديث إليها على انفراد |
Erin, seninle özel olarak konuşabilir miyiz, lütfen? | Open Subtitles | إيرين، أريد التحدث إليكِ على انفراد من فضلك؟ |
özel olarak konuşmak istedim, çünkü çıkma teklif etmek istiyorum. | Open Subtitles | أردت التحدث إليكِ على انفراد لأنني أود أن نتواعد |
Sizinle başka türlü Baş başa kalamazdım. | Open Subtitles | هذه هى الطريقة الوحيدة لنتكلم على انفراد |
Size özel bir şey sormak istiyorum Hocam. | Open Subtitles | أردت أن أسألك سؤال شخصي على انفراد شيخنا |
Tonik sadece. Oğlum için. - biraz yalnız kalmak istedim. | Open Subtitles | هذه مياه غازية ابتعتها لابني، إنّما احتجت لحظة على انفراد |
Benimle yanlız konuşmak isteyecek birine benziyor. | Open Subtitles | تعرفين , هو سيحب اكثر التحدث الى على انفراد |
Konu yöntem meselesi değil. Şurada başbaşa konuşuyoruz, şahit bile yok. | Open Subtitles | لا داعي للأساليب الان, لو كان شهود لأختلف الامر, ولكننا نتهامس على انفراد |
Majeste, yalnız konuşabilir miyiz? | Open Subtitles | صاحب الجلالة ، هل لى أن أقول لك كلمة على انفراد ؟ |
Sizinle konuşmam gerekiyor, efendim. - özel olarak. - Elbette. | Open Subtitles | .أريد أن أتحدث معكَ، يا سيدي، على انفراد - .بالطبع - |
Bizi yalnız bırakır mısın? | Open Subtitles | أريد البقاء مع ميا على انفراد للحظات |
Bazı insanlarla konuşmam lazım... yalnız olarak. | Open Subtitles | علي التحدث مع بعض الأشخاص ,.. على انفراد |
Başkan ameliyata girdiğinde*, onunla beş dakika yalnız kalmam gerekiyor. | Open Subtitles | عندما يموت الرئيس, فإننا سنحتاج لخمس دقائق على انفراد. |
Ben girmek istedim ama önce Seninle yalnız konuşması önemliymiş. | Open Subtitles | أردت الذهاب إليه ولكنهم قالوا أنه من المهم أن يتكلموا معه على انفراد أولا |
Sadece hoşça kal diyebilmek için onunla biraz yalnız kalabilir miyim? | Open Subtitles | هل تسمح لي بكلمة على انفراد معه لأودَعه؟ |