Ne ile uğraştığımı sormuştu, ben de ona insanlara enerji tasarrufu etmelerine yardım etmek için yardımcı birimlerle çalıştığımı söylemiştim. | TED | و سألتني عن عملي أنني أعمل مع شركات المرافق لمساعدة الناس على توفير الطاقة |
Çünkü bence matematik o kadar güçlü ki, bize neredeyse her şey için yeni bir bakış açısı verme potansiyeli var. | TED | لأنني أعتقد بأن الرياضيات قوية لدرجة تمنحها القدرة على توفير طريقة جديدة للنظر إلى أي شيء تقريبا. |
İkinci olarak, paralarının yüzde 19'unu karşılanabilir konut için, yaklaşık yüzde 25'ini sağlıklı yiyeceklere erişim için harcayarak, sağlığı oluşturan şeyler konusunda anlaştılar. | TED | ثانياً، إتفقوا على ما يمنحهم الصحة، منفقين ١٩٪ على الإسكان الميسّر وحوالي ٢٥٪ على توفير الغذاء الصحي. |
Eminim ki, bu yetenek ve araçları fakir dünyada bebeklerin ölümünü durdurmak için kullanabiliriz. | TED | من المؤكد أننا لن نقدر على توفير تلك المؤهلات والأدوات لكي نوقف موت الأطفال في العالم الفقير |
Gro'da her düzeydeki karar vericileri güçlendirmek için bu veriyi getiriyor ve işlemeye uygun kılmak için gereken işi yapıyoruz. | TED | في هذه الشركة، نركز على توفير البيانات وجعل العمل قابلًا للتنفيذ، لتمكين صناع القرار من اتخاذ القرار الصحيح. |
Aynı dönemde, işçilerini yaşatmak ve Nazi görevlilerine rüşvet vermek için mily0nlarca Mark harcadı. | Open Subtitles | أنفق الملايين على رشوة الضباط النازيين و على توفير الطعام الى عمّاله |
Bu dönemde, işçilerinin hayatta kalmasını sağlamak için Alman resmi görevlilerine milyonlarca Mark rüşvet verdi. | Open Subtitles | أنفق الملايين على رشوة الضباط النازيين و على توفير الطعام الى عمّاله |
Yüksek basınç elde edebilmek için ilk önce, devasa bir kaynatıcıya ihtiyacımız vardı. | Open Subtitles | هنالك العديد من المحركات البخارية القادرة على توفير الضغط العالي لكنها تحتاج إلى غلاية هائلة |
...fakat, hiçbir film projem için para biriktiremedim | Open Subtitles | ولكني لم اكن قادر على توفير المال لاي من مشاريعي الفنية |
Ama iyi yönetilen baskınlar için de ideal bir ortamdırlar. | Open Subtitles | لكنها إيضاً قادرة على توفير بيئة مثالية للقبض عليهم |
Bir oyun için kaç para alıyorsunuz? | Open Subtitles | إن كنتُ حتى قادراً على توفير قيمة ذلك, كم تتقاضى مقابل المباراة؟ |
Seni tekrar görmek güzel. Zaman ayırdığınız için teşekkürler. | Open Subtitles | من الجيد رؤيتك مجددا وشكرا لك على توفير الوقت |
Senin için erişim kodunu almaya uğraşıyoruz. | Open Subtitles | أجل. نحن نعمل على توفير شيفرة الدخول لك. |
Birlikte Baş Etmek, aileleri uyuşturucu bağımlısı çocuklar için hayatı daha iyi hal getirmek için çalışıyor. | Open Subtitles | متغلبين سوياً . عاملين على توفير حياة افضل للاطفال اللذين لديهم آباء مدمنون على المخدرات كل شئ بخير؟ |
Bu gördüğünüz alet şu anda laboratuvarımızda gerçekten de prototipi yapılan bir şey. Bu aletin bize sağlayacağı şey ise, 10 veya daha fazla çipi bağlamak için gereken mühendislik kontrollerini yapmak olacak. | TED | هذه أداة يعمل مهندسونا على نمذجتها حاليّا في المختبر، و هذه الأداة قادرة على توفير التحكم الهندسيّ الذي نحتاجه لوصل 10 أو أكثر من رقاقات الأعضاء ببعضها البعض. |
Çocuklarınızı okula yollayabilmek, üniversiteye gidebilmektir. Sevdikleriniz ve kendinizin ihtiyaçlarını karşılayabilmek için iş bulmaktır. | TED | بمعنى أن تكون لك القدرة على إرسال أبنائك إلى المدرسة، أو الذهاب إلى الجامعة، أو فقط القدرة على توفير عمل لنفسك أو لأشخاص تحبهم. |
Halk evinin bodrum katında başlayan savunma dersleri artık uluslararası tabana yayılmış, kadınlar için güvenlik ve güç sağlamaya odaklanmış, dünya çapında bir organizasyon hâline geldi: Malikah. | TED | وما بدأ كدورة للدفاع عن النفس في قبوِ مركز مجتمعي، أصبح الآن منظمة حركة شعبية دولية تُركز على توفير الأمان والقوة للنساء حول العالم: ملكة. |
O noktaya gelmek için de ırk ayrımına son vermiş okullara ve eski kölelerin çocukları için hak kazanmış türde bir toplum iradesine ihtiyacımız olacak. Böylece aşımızı ülkenin her yerine ulaştırabilen bir sağlık hizmeti sistemi kurabiliriz. | TED | ولتحقيق هذا، سنحتاج الإرادة الجمعية التي أطاحت بالفصل العرقي داخل المدارس وأحرزت امتيازات لأبناء وبنات العبيد السابقين وذلك في سبيل بناء نظام رعاية صحية قادر على توفير لقاحنا عبر البلاد. |
Size bir kamara veremediğimiz için bizi affedin. | Open Subtitles | أعتذر لعدم قدرتنا على توفير غرفة لك |
Bu suçun benzersiz bir biçimde işlenmesinden ötürü ve bu soruşturma için kritik olan kaynakların FBI'ın elinde olmasından dolayı bu davaya tayin edilen yardımcı kuvvetlere FBI liderlik edecektir. | Open Subtitles | ، بسبب تميز هذه الجريمة ، ولأن الشرطة الفيدرالية ، قادرون على توفير مصادر حاسمة لهذا التحقيق ، سوف يقودون فرقة المهام الداخلية للوكالة المكلفة لهذه القضية |