Ve bu video yakın zaman önce yılın en iyi belgesel ödülünü aldı. | TED | وهذا هو الفيديو الذي حصل فعلا على جائزة كأفضل فيلم وثائقي لهذا العام. |
Yani o zamanlar pek birşey olduğunu düşünmemişlerdi. Bilmiyor olabilirsiniz ama kendisi sadece üç ay önce nobel Tıp ödülünü aldı. | TED | لكن الذي قد لا تعلمه هو أنه حصل على جائزة نوبل في الطب فقط منذ 3 شهور. |
Bir ödül için yarışıp, kazandığı zaman herkesin kendisini takdir ettiğini düşünen kişi gibi alkışlar ve tezahürat başımı döndürüyor ama yine de emin değilim. | Open Subtitles | مثل متسابقين على جائزة يحسب أنّه قد أثار اعجاب الجماهير يسمع تصفيقها وهتافها |
15 yaşımdayken, yerel halktan birisi annemden beni toplumsal başarı Ödülü için aday göstermesini istedi. | TED | و عندما كان عمري 15، احد الاشخاص في مجتمعنا المحلي اتصل بعائلتي و أراد ترشيحي للحصول على جائزة إنجاز للمجتمع |
nobel ödüllü bir bilim adamına mı, ucuz bir porno yıldızına mı? | Open Subtitles | عالم حائز على جائزة نوبل ام بطلة افلام اباحية درجة ثانية ؟ |
Yazarlardan ilki, Alexis Carrel, bir nobel Ödülü sahibi. | TED | الكاتب الأول، اليكسيس كاريل، حاصل على جائزة نوبل. |
Nansen Uluslararası Mülteciler Ofisi, bu uygulanabilir stratejiyi tanımasıyla nobel Barış Ödülü'nü aldı. | TED | والمكتب الدولي للاجئين حصل على جائزة نوبل للسلام تقديراً لهذ الاسترتيجية القابلة للتطبيق. |
2001 yılında bu bina ödül aldı. | TED | في عام 2001 حصل هذا المبنى على جائزة. |
Gösterdiği çabalarla Cesaret ödülü aldı. | Open Subtitles | إستلمَ حاجز على جائزة الشجاعةِ للجُهودِ في قرارِ قمعِ العمليةِ. |
Elması bulduğum için bir ödül alacak mıyım? | Open Subtitles | هل سأحصل على جائزة ترضية لأرجاعي الجوهرة الثمينة؟ |
Ve bu rezonans olgusu keşfi, onun geçen Ekim ayında Deha Ödülü de denilen MacArthur Burs ödülünü kazanmasına vesile oldu. | TED | وهي فعلاً ظاهرة مؤثرة والتي حصل على جائزة مكارثر للباحثين والتي أسمها الشائع جائزة العباقرة في سبتمبر الماضي، لإكتشافه المذهل هذا |
Üç yıldır başarıyla en iyi okul ödülünü aldık. | TED | لقد حصلنا على جائزة أفضل مدرسة لثلاث سنوات على التوالي |
Gelecek sene nobel ödülünü alacaz. Büyük paraların olduğu yer. | Open Subtitles | العام المقبل ,سنذهب للحصول على جائزة نوبل ستكون هذه اكبر مكافأة |
nobel ödülünü 20'sinden önce alacak! | Open Subtitles | سيحصل على جائزة نوبل قبل أن يبلغ العشرين |
Esquire dergisinin en iyi giyinen gangster ödülünü kazandı. | Open Subtitles | يحصل على جائزة المجلة لافضل رجل عصابة متالق الصحف تمدحه |
40 dolarlık ödül için. | Open Subtitles | على جائزة بقيمة 40 دولا فقط خمسة عشر ألاف يا أوسكار |
Daphne Çünkü ödül için stajyerlerle yarışmak zorunda kalmıştın. | Open Subtitles | دافني ؟ - لأنه كان عليك منافسة المتدربين على جائزة الصاحافة |
Cheryl: İki hafta önce, Aimee Arthur Ashe Ödülü için ESPYs'deydi. | TED | شيريل : منذ اسبوعين ذهبت إيمي لكي تحصل على جائزة قنوات الكيبل الامريكية |
- Finansal ihtiyaçları olan adayların oluşturduğu uzun bir listeden büyük bir nakit Ödülü için seçildiniz. | Open Subtitles | لقد تم أختيارك للمنافسة على جائزة نقدية كبيرة. |
Chester Conlan ödüllü bir fotoğrafçıdır. | Open Subtitles | تشيستر كونلان هو الحائز على جائزة الفنان. |
Ben Cambridge'deyken, nobel ödüllü bir ekonomistin öğrencisi olmuştum ve bence, o bile, 10 için yüksek derdi. | Open Subtitles | لقد كنت من المشرحين للحصول على جائزة نوبل في علوم الاقتصاد من جامعة كامبردج واعتقد ان المبلغ الذى ذكرتيه هو غالي جدا |
nobel ödülü sahibi Isaac Bashevis Singer'in çok satan romanı | Open Subtitles | كتب الحائز على جائزة نوبل اسحاق سنجر الرواية الأكثر مبيعا في بلده |
Son zamanlarda ulusal bir ödül aldı. | TED | وحصلت مؤخرًا على جائزة وطنية. |
Gösterdiği çabalarla Cesaret ödülü aldı. | Open Subtitles | إستلمَ حاجز على جائزة الشجاعةِ للجُهودِ في قرارِ قمعِ العمليةِ |
Muhtelemen Harvard Hukuk diplomamla yaptığım onca iş için bir ödül kazanabilirim. | TED | ربما أستطيع الحصول على جائزة لأفضل سبل إستخدام درجة كلية الحقوق من جامعة هارفارد بسبب كل الأشياء التي أفعلها . |