"على رصيف" - Translation from Arabic to Turkish

    • kaldırımda
        
    • perondayız
        
    • iskelesinde
        
    • platformunda
        
    • rıhtımda
        
    • platforma yanaşıyor
        
    Orası fahişelerle öyle bir kaynıyor ki adamlarım kaldırımda bile yürüyemiyor. Open Subtitles الأولاد لا يمكنهم المشي على رصيف المشاة هناك لأنه مزدحم بالعاهرات
    Ateş edenin kaldırımda olması imkansız. Open Subtitles مستحيل أن كان القاتل على رصيف الطريق هناك كثير من الشهود
    Bir numaralı perondayız. Open Subtitles نحنُ على رصيف رقم واحد.
    Yaşlı balıkçını iskelesinde tamirat yapılıyor. Open Subtitles نعم, هم يقومون بعمل ترميمات وتجديدات على رصيف الصيادين القديم
    Hayır, o konteynırların bir an önce yükleme platformunda olmasını istiyorum. Open Subtitles لا، نحتاج هذه الحاويات على رصيف الشحن بأسرع ما يمكن.
    Ben Jackie White ustabaşı tersanede ve bu rıhtımda Jackie'ye bulaşılmaz TED اسمي جاكي وايت، وأنا رئيس عمال الساحة فلا تعبث مع جاكي على رصيف الميناء هذا.
    771 nolu Amtrak treni, 771 nolu Amtrak treni 9 nolu platforma yanaşıyor. Open Subtitles قطار أمتراك رقم 771 سوف يصل على رصيف رقم 7
    Tam üç sokak boyunca kaldırımda sürmüş arabasını ve farkına bile varmamış. Open Subtitles كانت تقود سيارتها على رصيف المشاة لثلاثة بنايات ولم تكن تعلم بذلك حتى
    Bir dolap dolusu yasa dışı pisliği var ama kaldırımda bisiklet sürdüğüm için bana fırça atıyor. Open Subtitles لديه خزانة مليئة بالأشياء غير المشروعة لكن يؤنبني لركوب دراجتي على رصيف المشاة.
    Donmuş bir kaldırımda tüm gece bir beşik için sırada beklemeyeceğim. Open Subtitles لا , لا أنا لن أنتظر في طابور على رصيف متجمد طوال الليل من أجل سرير
    Onunla beraber bakkalda veya kaldırımda yürürken hastalarına rastladığımızı hatırlıyorum. Bazen yanımıza gelip, daha önceki muayenelerin ücretini hemen orada öderlerdi. TED أتذكر لقاء والدتي مع مرضاها في البقالة أو على رصيف المشاة، وفي بعض الأحيان يقوموا بالدفع لها على الفور أجرة مواعيد سابقة.
    Bir numaralı perondayız. Open Subtitles ماذا حدث." نحنُ على رصيف رقم واحد.
    - Batı iskelesinde yeni gemiler inşa ediyorlar ve insanların mallarını pazara götürmesini zorlaştırıyorlar. Open Subtitles بنوا سُفن جديدة على رصيف الميناء الغربي مما يجعل من الصعب على الرجل أن يأخذ بضاعته إلى السوق
    Batı iskelesinde yoğun donanma faaliyetleri var. Open Subtitles النشاط البحري الثقيل على رصيف الميناء الغربي
    Onu Santa Monica iskelesinde, şimdi öldürmek için kurtarmadım. Open Subtitles لم أقوم بإنقاذها من على رصيف ميناء سانتا مونيكا لأقتلها الآن
    veya o kişi Kuzey'de, Jim Crow South'un dışında özgürlük olacağı umuduyla dağları ve nehirleri aşacak bir treni bir demir yolu platformunda bekliyordu. TED أو يقف هذا الشخص على رصيف سكة حديدية على وشك الصعود على متن قطار سيعبر الأنهار والجبال مبتعدًا عن جنوب جيم كرو متجهًا بهم إلى الشمال حيث يطمحون لنيل الحرية هناك.
    Açıklamanız, Ajan Mulder, bu gömü platformunda yatıyor. Open Subtitles التفسير الذى تريده عميل " مولدر " يرقد على رصيف الحرق
    - Silahlı adam istiyorum, hemde Grand Sokağı platformunda. Open Subtitles أريد قناصين على رصيف قطار جراند ستريت
    Hartum'da ki herkes rıhtımda olmalı. Open Subtitles يجب ان يكون كل فرد فى الخرطوم على رصيف الميناء
    San Diegan treni 9 nolu platforma yanaşıyor. Open Subtitles يصل الأن على رصيف رقم 9 سان ديجو

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more