Bu kadar Amerikan karşıtı olan bir soruyu cevaplayamam çünkü temel insan haklarına saygı gösterilmesi gereken Amerika Birleşik Devletleri'ndeyim... | Open Subtitles | أنا لا استطيع أن أجيب على سؤال غير أمريكي لأنني هنا في الولايات المتحدة الأمريكية حيث يجب أن تُحترم وثيقة الحقوق |
Belki destekçiniz hakkında bir soruyu hepimiz çin yanıtlayabilirsiniz. | Open Subtitles | ربما يُمكنك الاجابة على سؤال لنا جميعاً، متعلق بمؤيد استثمارك |
Angela. Bir sorumu yanıtla Angela. Evet, bana bak. | Open Subtitles | أنجيلا، أنجيلا، أجيبي على سؤال واحد أنجيلا، نعم، انظري لي |
Ve bir soruma bile cevap verebilirse kalmasına müsaade edeceğim! | Open Subtitles | ولو جاوب على سؤال واحد حتّى يمكنه البقاء |
Emin değilim ama, bu henüz aklımıza gelmeyen bir sorunun cevabı olabilir. | Open Subtitles | أنا لست متأكداً, ولكنه إجابه على سؤال لم نفكر فيه حتى الآن |
Böyle pratik bir soruya cevap olarak, cesur olmak zorundayız. | TED | لذا كرد على سؤال ذرائعي كهذا، يجب أن نكون جريئين. |
Beni tahtalı köye yollamadan önce bir soruyu cevaplamanı istiyorum. | Open Subtitles | لذا قبل أن تطلق أحكامك علي أريدك أن تجيب على سؤال واحد |
Ve EOL'a destek veren bilim insanları bir soruyu cevaplıyorlar: "Bu organizmadan ne öğrenebiliriz?" | TED | والعلماء الذين يساهمون في دائرة معارف الحياة يجيبون على سؤال واحد. "ماذا يمكننا أن نتعلم من هذا الكائن الحي؟" |
- Şimdi bir soruyu cevaplar mısın? | Open Subtitles | الآن, هل تجيبينى على سؤال لى ؟ |
Ben sizin bir sorunuzu cevapladığımda, siz de benim bir sorumu cevaplayacaksınız. | Open Subtitles | أرد على سؤال من أسئلتك وأنت نفس الشيء لأسئلتي؟ |
İstediğin şeyi aldın sadece sorumu cevapla. | Open Subtitles | هاقد حصلت على ما تريده، اجبني على سؤال واحد |
Bütün deneyimlerinize dayanarak bir sorumu yanıtlar mısınız? | Open Subtitles | هل يمكن ان تُجيبنى على سؤال بما لديك من خبرة ؟ |
Pekiala, bir soruma daha cevap verdikten sonra onları tutuklarız. | Open Subtitles | حسنا لنقبض عليهما بمجرد ان تجاوبي على سؤال آخر |
Bahse girerim bale hakkında bir soruma bile cevap veremezsin. | Open Subtitles | أراهن أنك لن تتمكّن من الإجابة على سؤال واحد عن الباليه. |
Sayın Başkan, bir soruma cevap verir misiniz? | Open Subtitles | سيدي العمدة هلاّ تجيب على سؤال واحد |
Her kapının kodu, personelce hazırlanmış rasgele bir sorunun cevabıdır. | Open Subtitles | رمز كل باب ليس سوى إجابة على سؤال عشوائي وضعه الطاقم |
Bence dizi ve dizide gördükleri uzun zamandır aklında olan bir sorunun cevabı gibiydi. | Open Subtitles | اعتقد في البرنامج .. وكل ماكان يراه فيه هي اجابة على سؤال كان يحيره |
Nasıl soracağını dahi bilemediğin bir sorunun cevabı. | Open Subtitles | الجواب على سؤال لم أكن أعرف بعد كيف أطرحه |
Söylediğim şey, bu soruya cevap olarak, Snowden'a karşı herhangi bir hafifletici eylem ile ilgili tartışmaların gülünç olduğudur. Konuşmaya değer olduğunu söyledim. | TED | ما قلته في الحقيقه, كرد على سؤال هل سترد على اي نقاش حول تخفيف العقوبات على سنودين, قلت نعم, يمكن الحديث حل الامر, |
Ne zaman bir soruya cevap vermek istemezsen eğlenceli olmaya çalışıyorsun. | Open Subtitles | تحاول أن تكون مضحكاً عندما لا تريد أن تجيب على سؤال |
Durumu avantajına çevir ve eğer sana böyle bir dokunuşta bulunursa, sert bir soruya önceden hazırlanmış bir cevap verirse, sadece otur. | Open Subtitles | , استخدمي هذا لصالحكِ , و لو أنه قام بالتصرف هكذا معكِ , اطلبي منه الاجابة على سؤال صعب و اجلسي مكانكِ |