Gerilmene gerek yok. Yalnızca bana ayak uydur ve kendin ol. | Open Subtitles | مهلاً، لست مضطراً كي تتوتر الآن اتبعني فحسب وكُن على سجيتك. |
Sadece kendin olmalısın ve bırak da tatlı bir kız bu hâlini görsün. | Open Subtitles | عليك أن تكون على سجيتك وأن تجعل الفتاة الجميلة ترى هذا الجانب منك |
Affedersin ama, kadin ata falan benzemez. Sadece kendin ol. | Open Subtitles | المعذرة, المرأة ليست كالفرس تصرف على سجيتك فحسب |
Ama sen kendindeydin. Kendinde değilken bile kendindeydin hem de. | Open Subtitles | على عكسك، حتى عندما لم تكن كذلك كنت على سجيتك |
Panikledim çünkü dışarıya gitmiştin ve Kendinde değildin. | Open Subtitles | أشعر بأرتعابٍ شديد لأنكَ في الخارج و لست على سجيتك |
Hiçbir şey olmayacak. Sen sadece kendin ol. | Open Subtitles | ستكون الأمور على مايرام فقط كن على سجيتك |
Benim yanımdayken kendini sansürlemek zorunda hissetmeni istemiyorum. Bana kendin hakkında bir şey söyle. Senin hakkındaki en önemli şeyi söyle. | Open Subtitles | أود منك ألاّ تشعري بالرهبة معي تصرفي على سجيتك , أخبريني عن أهم شئ بخصوصك |
Ve, senin adina cok sevindim yaninda kendin gibi davranabilecegin birini buldugun icin. | Open Subtitles | وأيضاً ، أنا جداً مسرورة لإنك وجدت شخصاً تكون على سجيتك معه |
Sadece kendin ol, işini yap. İyi olacaksın. | Open Subtitles | فقط كوني على سجيتك,وافعلي ما تفعلينه وستكونين بخير |
Bence Dick Cavett'ta kendin ol, ben olsam öyle yapardım. | Open Subtitles | أنا أقول بأن تكون على سجيتك في العرض هذا ماكنت سأفعله لو كنت مكانك |
Sadece seni deliye döndürmesine biraz daha alışmış olursun. - Evet, sadece kendin gibi davran. | Open Subtitles | أنتِ فقط معتادةٌ أكثر بالقيادة بجنون أجل , تصرفي على سجيتك |
sıfır baskı kendin olman için bir fırsat evet ama kimseyi hayal kırıklığına uğratma istemem seni de bak tatlım biliyorum geçen bir kaç ay zordu ama şimdi bunu düşünmüyorum son 17 yılı hatırlıyorum bilmeni isterim seni büyütmek ve böyle güzel, genç, inanılmaz | Open Subtitles | لا ضغوطات هناك كل مافي الأمر انها فرصه لكِ لتكوني على سجيتك |
kendin olman lazımdı. | Open Subtitles | كنت أعرف أن بإمكانك القيام بهذا. عليك فقط أن تكون على سجيتك. |
Hayır, ilişkiniz için sağlıksız olduğunu kastetmiştim. kendin olmalısın. | Open Subtitles | لا، أعني أنه ليس صحياً بشأن علاقتك، عليك أن تكون على سجيتك |
Victoria'nın yanında sadece kendin ol her şey yolunda gidecek. | Open Subtitles | فقط كن على سجيتك مع فيكتوريا وسيكون الجميع بخير |
kendin olmakla o kadar meşgulsün ki ne kadar eşsiz olduğunun farkında değilsin. | Open Subtitles | أنت مشغولة بكونك على سجيتك حتى أنك لا تلاحظين كم أنت مبهرة |
Baş başayken feminist olan ben olmak istemem ama iyi bir kariyer sahibi olup kendin olabilmelisin. | Open Subtitles | اكر ان اكون المتعصب للأنوثه هنا ولكن يجب ان تحظي بمهنه ناجحه وان تكوني على سجيتك |
Çatışmadan ve fikir ayrılığından kaçınmak için ne dersem he diyordun, sonra da kendin olamıyordun. | Open Subtitles | دائما ما توافقني لتتجنب الاختلاف والنزاع وبعدها لاتكون على سجيتك |
Kendinde değildin, o yüzdendi. | Open Subtitles | ،لم تكن على سجيتك هذا كل ما في الأمر |
Ona söylemedim ama o da Kendinde olmadığının farkında. | Open Subtitles | لم اخبره, لكنه يعرف انك لست على سجيتك |
Son zamanlarda Kendinde değilsin. | Open Subtitles | لم تكوني على سجيتك مؤخراً |