Ama iyi haber şu ki, cinayet silahının üzerinde bir eşleşme bulduk. | Open Subtitles | والنبأ السار هو أننا وجدنا تطابقاً من الحمض النووي على سلاح الجريمة |
Yani muhtemelen Cinayet silahı elimde ve bir şey yapamıyorum. | Open Subtitles | حسناً إذاً تقول لي بأنني ربما أجلس على سلاح الجريمة ولا أستطيع فعل شيء حياله ؟ |
Kalıptan cinayet silahını teşhis edebiliyoruz da. | Open Subtitles | من القوالب نستطيع التعرف على سلاح الجريمة |
Ama ortada bir ceset var ve cinayet aletinde de parmak izin. | Open Subtitles | لكن بحوزتهم الجثة و بصمات أصابعكِ على سلاح الجريمة |
Cinayet silahının üstünde kesinlikle uranyum var. | Open Subtitles | هناك يورانيوم على سلاح الجريمة بلا ريب |
Ağabey bunu getiriyor, epitel hücrelerin Cinayet aletinin üzerinde ne aradığını açıklıyor. | Open Subtitles | الأخ الأكبر يحضرها لتفسير لماذا خلاياه الظهارية على سلاح الجريمة بكامله |
Doğru ama cinayet silahının üzerindeki DNA kanıtlar. | Open Subtitles | كلاّ، لكن الحمض النووي على سلاح الجريمة سيُثبت ذلك. |
Adli tıp katilin silahını bir blok ötede çöp bidonunda bulmuş. | Open Subtitles | عثر الخبراء الجنائيون على سلاح الجريمة على بعد مربع سكني في سلة مهملات |
Bir tanık çıktı, cinayet silahında da parmak izlerini bulduk. | Open Subtitles | كان هناك شاهد ووجدنا بصماته على سلاح الجريمة |
Parmak izlerin cinayet silahında bulundu, Çavuş. | Open Subtitles | وجدنا بصماتك على سلاح الجريمة يا عريف |
Elleri kızın kanıyla kaplı, ve parmak izleri cinayet silahının üzerinde. | Open Subtitles | يداه مغطيتان بدمائها, و بصمات أصابعه على سلاح الجريمة |
Adli Tıp, cinayet silahının üzerinde, leke izlerinin altında senin parmak izlerini buldu. | Open Subtitles | الطب الشرعي وجد علامات بقع تحت بصماتك على سلاح الجريمة |
Soru, cinayet silahının üzerinde ne bulacağımız değil;.. | Open Subtitles | السؤال ليس ما سنجده على سلاح الجريمة |
Cinayet silahı bizde ve henüz heyecanlı bölüme gelmedik. | Open Subtitles | حصلنا على سلاح الجريمة في مشهدنا ولم نصل حتى إلى الجزء المثير |
Evet, bu Cinayet silahı bizim eller almak gerekir. | Open Subtitles | نعم, نحن بحاجة لأن نضع يدنا على سلاح الجريمة ذلك |
DNA eşlemesi yapayım ve sonra da cinayet silahını araştırmaya başlayayım. | Open Subtitles | نطابق الحمض النووي ثم تبدأ على سلاح الجريمة. |
Bu hala samanlıkta iğne aramak gibi. En öncelikli işimiz cinayet silahını bulmak. | Open Subtitles | أعلى الأولويات هو العثور على سلاح الجريمة |
Ama ortada bir ceset var ve cinayet aletinde de parmak izin. | Open Subtitles | لكن بحوزتهم الجثة و بصمات أصابعكِ على سلاح الجريمة |
Cinayet silahının üstünde Martha Johnson'ın ve Kyle'ın dışında başka bir DNA varmış. | Open Subtitles | وجد حمض نووي آخر على سلاح الجريمة عدا عن حمضي (مارثا جونسون) و (كايل) |
Cinayet silahının üstünde Martha Johnson'ın ve Kyle'ın dışında başka bir DNA varmış. | Open Subtitles | كان يوجد حمض نووي آخر على سلاح الجريمة عدا عن حمض (مارثا جونسون) و (كايل) النووي |
Cinayet aletinin üzerinde parmak iziniz bulundu. | Open Subtitles | وجدوا بصماتك على سلاح الجريمة. |
Cinayet aletinin üzerinde parmak iziniz bulundu. | Open Subtitles | وجدوا بصماتك على سلاح الجريمة. |
Jack Anderson'un evinden aldığımız örnek izler, cinayet silahının üzerindeki izlerle uyuşuyor. | Open Subtitles | البصمات التي رُفِعت من على سلاح الجريمة تتطابق مع البصمات التي أخذناها من منزل "جاك أندرسون". |
Waikiki'deki fırtına vadisinde katilin silahını bulduk. | Open Subtitles | وعثرنا على سلاح الجريمة في مصرف عاصفة ويكيكي |
Ama üstünde kurbanların kanı, cinayet silahında da parmak izleri vardı. | Open Subtitles | ولكن لدينا ضحيتين والدم يغطيه وبصمات أصابعه على سلاح الجريمة |
Sussman'ın parmak izleri cinayet silahında bulundu. Adli tıp yalan söylemez. | Open Subtitles | بصمة (سسمَن) على سلاح الجريمة والطبّ الشرعيّ لا يكذب |