"على شيءٍ" - Translation from Arabic to Turkish

    • bir şeye
        
    • şeye bir
        
    • şey için
        
    • bir şeyin üzerine
        
    • bir kitap üzerinde
        
    • şeyi koruyor
        
    • vuran gözleri
        
    Evet, seni memnun edecek bir şeye odaklanmalısın. Hiçbir şey yapmadan duramazsın. Open Subtitles صحيح , يجب أن تركز على شيءٍ ما لا تبقى بدون عمل
    Sikinden başka bir şeye odaklanmanı istiyorum. Open Subtitles ما أُريدُهُ هوَ أن تُرَكِّز على شيءٍ غيرَ قَضيبِك
    Ondan öğrendiğim şey eğer istediğin şeye bir kez olsun ulaşırsan o şeyi elinde tutmak için gereken herşeyi yapacağındır. Open Subtitles وما تعلّمته منه هو حالما تحصل على شيءٍ تريده افعل كلّ ما بوسعك للمحافظة عليه ..
    Yapmadığın bir şey için hak iddia edebilir misin? Open Subtitles هل تريدين أن أمدحكِ على شيءٍ لم تفعليه؟ كلا أختاه
    Galiba bir şeyin üzerine oturdum. Open Subtitles أعتقدُ أنني أجلسُ على شيءٍ ما. مِثل هذا
    Bruce bana bu yaz yeni bir kitap üzerinde çalıştığınızı söyledi, doğru mu? Open Subtitles يخبرني (بروس) بأنك تعمل على شيءٍ جديد بهذا الصيف؟
    Onu içten içe yiyen bir şeyi koruyor. Open Subtitles إنّها تُكنّ على شيءٍ مّا، شيءٌ مّا أعمق ممّا روته ، و يأكلها من الداخل.
    Gölgede kalmış yarımın karanlığına birden vuran gözleri kör edici bir ışıktı sanki! Open Subtitles كأنكترىضوءاًشديداًفجأةً... على شيءٍ كان تحت الظل
    Eğer Kira bu suçluları test etmek için kullandıysa, bir şeye başlayacak demektir. Ne planlıyor? Open Subtitles إن كان كيرا يقومُ بتجاربٍ على السجناء ، فسيُقدم . على شيءٍ ما قريباً
    Tüm planın tek bir şeye bağlı durumda: Open Subtitles أقصد، خطتُكِ بالكامل مُتوقفة على شيءٍ واحد:
    - Dün, saçımdan yaprak aldın Salı günü de söylediğim bir şeye deli gibi güldün. Open Subtitles البارحة، أبعدت ورقة نبات من شعري، ويوم الثلاثاء ضحكت بشدّة على شيءٍ قلته.
    Ondan öğrendiğim şey eğer istediğin şeye bir kez olsun ulaşırsan o şeyi elinde tutmak için gereken herşeyi yapacağındır. Open Subtitles وما تعلّمته منه هو حالما تحصل على شيءٍ تريده افعل كلّ ما بوسعك للمحافظة عليه ..
    Başka bir şeye bir dakika dahi harcayacak lüksüm yok. Open Subtitles ولا يُمكنني أن أضيّع دقيقة .واحدة على شيءٍ آخر
    Kendi başına sahip olamayacağı bir şey için kullanmak istiyordu. Open Subtitles أراد استخدامها للحصول على شيءٍ لمْ يقدر على كسبه من تلقاء نفسه.
    Yapmadığım bir şey için özür dilemem gerek. Open Subtitles ويجب علي أن أعتذر على شيءٍ لَمأَقُمبِهِحَتّى.
    Ve cidden aptalca bir şey için kavga ediyorsunuz. Open Subtitles و أنتما تتشاجران على شيءٍ سخيفٍ للغاية.
    Boynunu kırmadan önce ya da sonra keskin bir şeyin üzerine mi düştün? Open Subtitles أوقعت على شيءٍ حاد قبل أم بعد كسر عنقك؟
    - Umalım ki, yumuşak bir şeyin üzerine inelim! Open Subtitles -فلنأمل بأن نهبط على شيءٍ طري
    Bruce bana bu yaz yeni bir kitap üzerinde çalıştığınızı söyledi, doğru mu? Open Subtitles -بروس) يخبرني بأنك تعمل على شيءٍ جديد هذا الصيف) .
    Onu içten içe yiyen bir şeyi koruyor. Open Subtitles إنّها تُكنّ على شيءٍ مّا، شيءٌ مّا أعمق ممّا روته ، و يأكلها من الداخل.
    Gölgede kalmış yarımın karanlığına birden vuran gözleri kör edici bir ışıktı sanki! Open Subtitles كأنكترىضوءاًشديداًفجأةً... على شيءٍ كان تحت الظل

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more