Evet, seni memnun edecek bir şeye odaklanmalısın. Hiçbir şey yapmadan duramazsın. | Open Subtitles | صحيح , يجب أن تركز على شيءٍ ما لا تبقى بدون عمل |
Sikinden başka bir şeye odaklanmanı istiyorum. | Open Subtitles | ما أُريدُهُ هوَ أن تُرَكِّز على شيءٍ غيرَ قَضيبِك |
Ondan öğrendiğim şey eğer istediğin şeye bir kez olsun ulaşırsan o şeyi elinde tutmak için gereken herşeyi yapacağındır. | Open Subtitles | وما تعلّمته منه هو حالما تحصل على شيءٍ تريده افعل كلّ ما بوسعك للمحافظة عليه .. |
Yapmadığın bir şey için hak iddia edebilir misin? | Open Subtitles | هل تريدين أن أمدحكِ على شيءٍ لم تفعليه؟ كلا أختاه |
Galiba bir şeyin üzerine oturdum. | Open Subtitles | أعتقدُ أنني أجلسُ على شيءٍ ما. مِثل هذا |
Bruce bana bu yaz yeni bir kitap üzerinde çalıştığınızı söyledi, doğru mu? | Open Subtitles | يخبرني (بروس) بأنك تعمل على شيءٍ جديد بهذا الصيف؟ |
Onu içten içe yiyen bir şeyi koruyor. | Open Subtitles | إنّها تُكنّ على شيءٍ مّا، شيءٌ مّا أعمق ممّا روته ، و يأكلها من الداخل. |
Gölgede kalmış yarımın karanlığına birden vuran gözleri kör edici bir ışıktı sanki! | Open Subtitles | كأنكترىضوءاًشديداًفجأةً... على شيءٍ كان تحت الظل |
Eğer Kira bu suçluları test etmek için kullandıysa, bir şeye başlayacak demektir. Ne planlıyor? | Open Subtitles | إن كان كيرا يقومُ بتجاربٍ على السجناء ، فسيُقدم . على شيءٍ ما قريباً |
Tüm planın tek bir şeye bağlı durumda: | Open Subtitles | أقصد، خطتُكِ بالكامل مُتوقفة على شيءٍ واحد: |
- Dün, saçımdan yaprak aldın Salı günü de söylediğim bir şeye deli gibi güldün. | Open Subtitles | البارحة، أبعدت ورقة نبات من شعري، ويوم الثلاثاء ضحكت بشدّة على شيءٍ قلته. |
Ondan öğrendiğim şey eğer istediğin şeye bir kez olsun ulaşırsan o şeyi elinde tutmak için gereken herşeyi yapacağındır. | Open Subtitles | وما تعلّمته منه هو حالما تحصل على شيءٍ تريده افعل كلّ ما بوسعك للمحافظة عليه .. |
Başka bir şeye bir dakika dahi harcayacak lüksüm yok. | Open Subtitles | ولا يُمكنني أن أضيّع دقيقة .واحدة على شيءٍ آخر |
Kendi başına sahip olamayacağı bir şey için kullanmak istiyordu. | Open Subtitles | أراد استخدامها للحصول على شيءٍ لمْ يقدر على كسبه من تلقاء نفسه. |
Yapmadığım bir şey için özür dilemem gerek. | Open Subtitles | ويجب علي أن أعتذر على شيءٍ لَمأَقُمبِهِحَتّى. |
Ve cidden aptalca bir şey için kavga ediyorsunuz. | Open Subtitles | و أنتما تتشاجران على شيءٍ سخيفٍ للغاية. |
Boynunu kırmadan önce ya da sonra keskin bir şeyin üzerine mi düştün? | Open Subtitles | أوقعت على شيءٍ حاد قبل أم بعد كسر عنقك؟ |
- Umalım ki, yumuşak bir şeyin üzerine inelim! | Open Subtitles | -فلنأمل بأن نهبط على شيءٍ طري |
Bruce bana bu yaz yeni bir kitap üzerinde çalıştığınızı söyledi, doğru mu? | Open Subtitles | -بروس) يخبرني بأنك تعمل على شيءٍ جديد هذا الصيف) . |
Onu içten içe yiyen bir şeyi koruyor. | Open Subtitles | إنّها تُكنّ على شيءٍ مّا، شيءٌ مّا أعمق ممّا روته ، و يأكلها من الداخل. |
Gölgede kalmış yarımın karanlığına birden vuran gözleri kör edici bir ışıktı sanki! | Open Subtitles | كأنكترىضوءاًشديداًفجأةً... على شيءٍ كان تحت الظل |