| bir şey bulursanız, bize de bildirin, tamam mı? | Open Subtitles | إذا حصلُت على شيءِ في هذه الحالةِ، أنت سَتشاركُني به, حسنا؟ |
| Eminim senin için bir şey vardır. | Open Subtitles | ارَاهنْ بإِنَّني حَصلتُ على شيءِ لَك. |
| Akıllarında tek bir şey vardır. | Open Subtitles | حَصلوا على شيءِ واحد على بالهم. |
| Bu adamın omzunda bir şey var. | Open Subtitles | هذا الرجلِ حَصلَ على شيءِ على كتفِه. |
| - bir şey buldu. - Gavilan. | Open Subtitles | جو، حَصلَ الطفلُ على شيءِ غافيلان |
| Bak, endişelenecek bir şey yok. | Open Subtitles | .انظر ، لم أحَصلْ على شيءِ لأقلق عليه |
| Ama sende bir şey olduğunu biliyorlar. | Open Subtitles | لَكنَّهم يَعْرفونَ أنك حَصلتَ على شيءِ. |
| Sanırım bir şey buldum. | Open Subtitles | أعتقد حَصلنَا على شيءِ هنا. |
| İstediğin bir şey. | Open Subtitles | حصلت على شيءِ تريده |
| - Sana bir şey getirdim. | Open Subtitles | لقد حَصلَت على شيءِ لَك |
| Sonuncusunu aptalca bir şey için boşa harcadım. | Open Subtitles | أهدرتُ الأخيرَ على شيءِ غبيِ... |
| bir şey almadım ki. | Open Subtitles | أنا لَمْ أُحْصَلْ على شيءِ |
| Ben bir şey bulmuş olabilirim. | Open Subtitles | ربما حصلت على شيءِ ما |