| Sonra başka bir şey daha vermişti, daha az süslü bir şey ve şimdi aynası burada, senin odanda duruyor. | Open Subtitles | لاحقًا حصلت على شيء آخر منه بدرجة أقل من العصر الروكوكي والآن مرآته معلّقة هنا، في غرفتك |
| -Ben kasada olsaydım, paradan başka bir şey daha verirdim onlara. | Open Subtitles | لو كنت على صندوق النقود لحصلوا على شيء آخر |
| Paige, Pheobe'ye söyle başka bir şey bulsun. | Open Subtitles | بيج، انتقل اقول فيبي العثور على شيء آخر. |
| Söz verdiğini ama enerjini ve vaktini başka bir şeye harcayacağını söyle. | Open Subtitles | أخبرها أنّك وعدتها، لكن بدل ذلك، ستقضي وقتك وطاقتك على شيء آخر. |
| O silerek geçişler... yani bir şeye bakarken birden silinerek uzaklaşıyor ve başka bir şeye bakmaya başlıyorsun. | Open Subtitles | أعني أنك ركزت على شيء واحد و بعدها ذهب كل شيء بعيدا و بعدها حاولت التركيز على شيء آخر |
| Dikkatini başka şeylere vermelisin, ev ödevin gibi. | Open Subtitles | ركز على شيء آخر مثل واجباتك المدرسية |
| Eşin, başka bir şeyle değiştirmek zorunda olduklarını söyleyecek. | Open Subtitles | بديلك سيقول أنهم اضطروا للعمل على شيء آخر |
| Bilemiyorum. Belki de yeni bir şey üzerinde çalışmalısın. | Open Subtitles | لا أعلم، ربما عليك العمل على شيء آخر جديد |
| Geçmişinden bahsederken bize başka bir şey gösterdi. | Open Subtitles | عندما يتكلم عن الماضى. ظهر عليه إنفعال يدل على شيء آخر. |
| Ölen adam hakkında başka bir şey bulabildiniz mi? | Open Subtitles | هل عثرت على شيء آخر حول الرجل الميت؟ علامات على ملابسه، محفظة؟ |
| Yaşlı kadından başka bir şey öğrenemediğimiz için üzgünüm. | Open Subtitles | أنا آسف لأننا لم نحصل على شيء آخر من السيدة العجوز |
| Hayatını yaşıyor, başka bir şey düşünemiyorum. Onu düşünmemeliyiz. | Open Subtitles | إنه يعيش حياته لا يمكنني .التركيز على شيء آخر |
| Bugün yapacak başka bir şey bul. | Open Subtitles | اعثري على شيء آخر لتفعلينه اليوم، هذا أمر. |
| Yükleme için de başka bir şey üzerinde çalışıyoruz. - Tünel olmayacak. | Open Subtitles | ،ونحن نعمل على شيء آخر لتقترحه .لن يكون نفقاً |
| Keşke ama başka bir şey üzerinde çalışıyorum. | Open Subtitles | ليتني أستطيع لكني ما زلت أعمل على شيء آخر |
| başka bir şey. başka bir şey düşünelim. | TED | شيء آخر؟ دعونا نلقى نظرة على شيء آخر. |
| Gerçek zeka başka bir şey üzerine kurulmuştur. | TED | الذكاء الحقيقي مبني على شيء آخر. |
| Sürekli başka bir şeye odaklanmaya çalıştım galiba. | Open Subtitles | أخمن أنني حاولت دوماً التركيز على شيء آخر |
| başka bir şeye odaklanmaya çalış. Jimi Hendrix'i seversin, değil mi? | Open Subtitles | حاول أن تركز على شيء آخر ألا تحب (جيمي هيندريكس)؟ |
| başka bir şeye odaklanalım, çocuklar. | Open Subtitles | فلنركز على شيء آخر |
| Artık başka şeylere odaklanmalısın, tamam mı? | Open Subtitles | يجب أن تركزي على شيء آخر, و الآن |
| Bundan sonra, misillemeyi durdurmaya çalışmaktan Fazlasının gerekeceğini bilir, ama başka bir şeyle ilgileniyor. | Open Subtitles | إنه أذكى من محاولة إيقاف رد انتقام بعد ما حدث لكنه يعمل على شيء آخر |