Kız arkadaşının Facebook sayfasında etkileşim içindeymiş. | TED | فوجدوا أنه يتواصل على صفحة حبيبته على الفيس بوك. |
Ayın Katılımcısı sayfasında Kasım 2006'ya ait bir isim gördüm. | Open Subtitles | صديقى و على صفحة متصل الشهر رأيت إسمه منذ نوفمبر 2006 |
Tam da Merhametli İnsan sayfası açık durumda. | Open Subtitles | مفتوح على صفحة السامري الصالح، |
New York Times gazetenin yirminci sayfasına bir not bırakacağım... Takip edilmediğinden emin ol... | Open Subtitles | إذا أردت أن أتحدث معك سأترك لك علامة على صفحة 20 من صحيفتك |
Aranacaklar listendeydi. | Open Subtitles | إنها على صفحة الإتصال |
Daktilonun başında oturur yarısı tamam olan sayfayı tamamlamak için çırpınırdım. | Open Subtitles | و أجلس امام الآلة الكاتبة معتصرا ذهني لاحصل على صفحة نصف جيدة |
Yuri Gagarin'in sayfasını tıkladığımda muhtemelen çocukken kötü beslenmesinden dolayı endam olarak şaşırtıcı derecede kısa, | TED | وعندما ضغطت على صفحة يوري جاجارين وجدت هذا الرجل الذي كان قصير القامة بطريقة مدهشة ضخم في البطولة. |
İşte bu Hurtigruten’in 134 saatlik tüm çalışmanın dökümü, sadece bir sayfa. | TED | إذن فهذا بالفعل هو الترتيب الكامل للأحداث لسفينة هرتغرتين، 134 ساعة، مكتوبٌ على صفحة واحدة. |
Hızlı düşünmemize yardım eden veya bir kitap bilgiyi tek bir sayfada görmemizi sağlayan grafikler yeni keşiflerin kapısını açacak. | TED | الرسومات التي تساعدنا بالتفكير أسرع أو رؤية معلومات الكتاب القيّمة على صفحة واحدة هي المفتاح لفتح الاكتشافات الجديدة. |
Program sayfasında tanıştık. Yakın oturduğumuz öğrenince de takılmaya karar verdik. | Open Subtitles | لقد صادقته على صفحة البرنامج واكتشفتُ أنّه يسكن قريباً، لذا قررنا التواعد. |
Okulu bırakmış bir evlat özenti bir eğitim devinin Wikipedia sayfasında pek de iyi durmaz, değil mi? | Open Subtitles | الإنسحاب من الحياة الأكاديّميّة لابن لا يبدُ جيّداً على صفحة ويكيبيديا لتربويّ طموح، صحيح؟ |
Onun aptal çizgi romanlarını satın alan sensin, ona korku filmlerini de izlettin, tüm gün o lanet hayran sayfasında dolaşırken ağzını dahi açmadın. | Open Subtitles | أنت من أشترى له تلك الكتب المصورة الغبية أخذته إلى مشاهدة الأفلام المخيفة تركته يضيع وقته كل يوم على صفحة المعجبين تلك |
Elimizdeki tek şey bu internetteki WikiLeaks sayfası. | Open Subtitles | كُل ما لدينا ذلك الملف المنشور على صفحة "ويكليكس" على الأنترنيت. |
Bexhill sayfası açıktı. | Open Subtitles | مفتوح على صفحة (بيكسهل) |
Afedersiniz efendim. Ekonomi sayfasına bakabilir miyim? | Open Subtitles | عن إذنك يا سيدي أيمكنني أن ألقي نظرة على صفحة الأعمال؟ |
İki dakika önce, tarayıcı şu e- mail sayfasına giriş yapmış. | Open Subtitles | قبل إجراء البحث بدقيقتين دخل المتصفح على صفحة الإيميل هذه |
Bu yüzden bir Facebook sayfasına ya da bir Twitter hesabına sahip olmak çekici geliyor -- onlarca otomatik dinleyici. | TED | لذلك فمن الضروري الحصول على صفحة على الفيسبوك أو حساب على تويتر-- الكثير من المستمعين التلقائيين. |
Aranacaklar listendeydi. | Open Subtitles | إنها على صفحة الإتصال |
156 numaralı sayfayı açtığımızda, altı çizilmiş olan bir paragraf buluyoruz. | Open Subtitles | عندما نفتح الكتاب على صفحة 156 وجدنا فقرات تحتها خط و تتصل ببعضها البعض |
Bir gün hücre arkadaşım bana okusun diye gazetenin spor sayfasını almak için koşturdum. Ve kazara işle ilgili bölümü açtım. | TED | ذات يوم اندفعت لأحصل على صفحة الرياضة من الجريدة ليقرأها لي رفيقي في الزنزانة، ولكني بالخطأ أخذت صفحة الأعمال |
Caz müzisyenlerine nota gerekir - çoğu sayfa üzerinde nota ister. | TED | فلاعب الجاز يحتاج لنوتة موسيقية.. غالبيتهم يحتاج إلى بعض الملحوظات على صفحة النوتة الموسيقية. |
Bu ortaya çıkan ilk şey onun nasıl çeşitlendiği, nasıl dallandığı, genomun ne kadar geniş olduğu ve hepsi tek bir sayfada. | TED | إذن هذا هو ما جاء أولاً كيف تنوعت ، كيف تفرعت، كم هو حجم هذا المجين، على صفحة واحدة |