Sadece masamızda o kadar zaman geçirdi ki hesabın yarısını o ödemeliydi. | Open Subtitles | لقد امضى الكثير من الوقت على طاولتنا كان يجب ان يقاسمني الفاتورة |
Uzun bir aradan sonra kendisini tekrardan masamızda gördüğümüz için mutluyuz. | Open Subtitles | ممتنين له على عودته لنا على طاولتنا بعد فترة من الزمن |
Edebilir, ama yıldönümümüzde, bizim restoranımızda, bizim masamızda edemez. | Open Subtitles | أجل، لكن ليس على طاولتنا فى مطعمنا فى عيد زواجنا |
Masaya oturup seni masanın altında görmeleri garip olmaz mı? | Open Subtitles | كم هو محرج سيكون اذا جلسوا على طاولتنا و انتِ كنتِ تحتها؟ |
Biz sadece bizim fuaye masada bu başlık devam edemez Çünkü, biliyorsun. | Open Subtitles | لأنه لا يمكننا الإحتفاظ بذلك الرأس على طاولتنا |
O kadın, oğlunun anneme çarptığını bilmesine rağmen gelip masamıza oturdu, bizimle tatile çıktı. | Open Subtitles | تلك المرآة جلست على طاولتنا أمضت الأعياد معنا وكل هذا الوقت كانت تعرف أن ابنها دهس والدتي |
Kukuletalı adam restorana masamızdaki birini öldürmek amacıyla geldi | Open Subtitles | لقتل شخص على طاولتنا |
Bir daha yatağında uyuyamayacaksın ya da masamızda yiyemeyeceksin. Anneme o lanet mutfağı düzeltirken yardım edemeyeceksin. | Open Subtitles | لن تنام على سريرك، ولن تأكل على طاولتنا ولن تساعد أمّي في إصلاح مطبخها |
Partilerimize gelip, masamızda yemek yiyerek prensiplerinde ayarlama yaptın. | Open Subtitles | حسنا ,أنت عدلت مبادئك... لتحضر حفلاتنا و تأكل على طاولتنا لذا آمل أن تفكر في هذا |
Dinleyin, masamızda yer var. | Open Subtitles | اسمعا، ثمّة مكانين شاغرين على طاولتنا |
Hemen bakma sakın, ama kahve masamızda peçe dansı yapan şu hatun da kim öyle? | Open Subtitles | ولا تنظري الآن و لكن من تلك المرأة التي تقوم برقصة الـ "سفن فيلز" على طاولتنا ؟ |
masamızda oturmuşsun. | Open Subtitles | أرى أنكي جالسة على طاولتنا ؟ |
masamızda bol bol yer var, değil mi Matthew? | Open Subtitles | يوجد الكثير من الأماكن على طاولتنا أليس كذلك يا (ماثيو) ؟ |
Peki, tamam. Onları bizim Masaya koyabilirsen... | Open Subtitles | حسنٌ، أجل،إذا كان بإمكانكِ وضعها على طاولتنا... |
Masaya oturduk... | Open Subtitles | جلسنا على طاولتنا .. وحصلنا |
Demek istediğim, Şükran Gününü birlikte geçirmenizden menunum ama kesinlikle onu masada arayacağız. | Open Subtitles | أعني، أنا سعيدة لأنكما ستقضيان .. عيد الشكر سوية ولكننا سنفتقد جلوسه على طاولتنا بالتأكيد |
masada bazen dâhiler olur, bazen de aptallar... | Open Subtitles | حسنا، أحيانًا يكون لدينا عباقرة على طاولتنا وأحيانا يكون لدينا حمقى. |
Bu ikisini üniversiteden tanıyorum ve seni de masamıza oturduğun için tanıyorum. | Open Subtitles | حسنا هاتان اعرفهما من الجامعة و انت من الجلوس بشكل عشوائي على طاولتنا |
Bizim masamıza bir yabancıyla oturduğuna inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أصدّق بأنّه جعل غريباً يجلس على طاولتنا |