İşte bu nedenle onu kullanmamaya karar vermiştik, savunma amacıyla kullanım hariç. | Open Subtitles | مما يعني أننا إتفقنا على عدم إستخدامها عدا في الحالات الدفاعية |
Beklediğinizden daha genç olduğum halde ödülümü iptal etmediğiniz için teşekkür ederim. | Open Subtitles | شكراً لكم على عدم إلغاء هذه الجائزة على الرغم من صغر سنّي .. |
Tek ayak üzerinde durmanı ve tüfeğini kafanın üstünde tutmanı istiyorum ve bu lüks yerden kimsenin birşey çalmadığına emin olmanı. | Open Subtitles | أريدك أن تقف على قدم واحدة وتحمل سلاحك على رأسك واحرص على عدم سرقة أو إلحاق الضرر في علبة النونية تلك |
Beni aramamak ve davet etmemek için topluca karar almışsınız. | Open Subtitles | يبدو أنكم اتفقتم جميعاً على عدم الاتصال بي و دعوتي |
Gelip bizi yemediğin için de çok teşekkür ederiz. Yola düşsek iyi olacak. | Open Subtitles | أكرر شكري على عدم أكلنا ولكن علينا الذهاب |
Ama, May'in bunu bilmemesi konusunda dile getirmediğimiz bir anlaşmamız vardı. | Open Subtitles | ولكننا اتفقنا بشكل غير مباشر على عدم إخبار ماى عن هذا |
Endişelenmiyorum, çünkü zaten hiçbir şey için beni dava etmeyeceğinize razı oldunuz. | Open Subtitles | لست قلقاً فقد وافقتم مسبقاً على عدم مقاضاتي بسبب أي شيء |
Öldüğünü teyit etmediğim için kendimi suçluyorum ama farklı bir ruh hali içindeydim. | Open Subtitles | أنا ألوم نفسي على عدم إنهاء هذا الزوال لكنني كنت في حالة ما |
Bu sene hiç okul ödevi yapmadığım için kesinlikle pişman olacağım. | Open Subtitles | أنا حتما سأندم على عدم قيامي بأيّ نشاط مدرسي هذه السنة |
Benim teşekkür etme yolum, çimlerde ölmeme izin vermediğin için. | Open Subtitles | طريقتي في التعبير عن شكري على عدم تركي أموت بالحديقة |
Bütün sağlık testleri bitmeden bebek eşyası almamaya karar vermiştik. | Open Subtitles | لقد إتفقنا على عدم شراء أيٍ من أشياء الأطفال حتى نتائج إختبار الصحة. |
Kavgalıyken asla yatağa girmeyeceğimize dair birbirimize söz vermiştik. | Open Subtitles | اسمعي, اقسمنا على عدم النوم واحدهم غاضب عن الاخر |
konuğumu rahatsız etmediğiniz için teşekkürler, efendim. | Open Subtitles | أشكرك على عدم ازعاجك لضيفتي يا سيدي |
- Kolye onda. Konuğumu rahatsız etmediğiniz için teşekkürler bayım. | Open Subtitles | أشكرك على عدم ازعاجك لضيفتي يا سيدي |
ayrılırken isyan çıkartmadığınızdan ve üzerimize... vergi tahsildarlarını getirmediğinizden emin olun.. | Open Subtitles | إحرصا على عدم إثارة أي ضجة بينما تغادران وتجلبان الجمارك إلينا. |
Bak, sonradan pişman olmak istemediğinden medikal bir karar alıyor. | Open Subtitles | هي تبني قراراً طبياً على عدم رغبتها في الشعور بالذنب |
Seni ringde iyice pataklamadığım için de pişmanlık duyuyorum. | Open Subtitles | وأندم على عدم تقويمك بشدة أكبر على الحلبة |
Tüm bunlardan uzak duracağınız konusunda bir anlaşma yaptığınızı sanıyordum. | Open Subtitles | لقد ظننت أنكما اتفقتما على عدم التدخل فى تلك الأمور |
Saygısızlığım için beni bağışla gizemli bilge. | Open Subtitles | سامحني ، أيها الروحاني الحكيم على عدم احترامي لك |
Sizi bu akşamki partiye davet etmediğim için özür dilemeliyim... ama bunun sebebi partideki kıyafet zorunluluğu. | Open Subtitles | آسف على عدم دعوتك لهذا الحفل و لكني أخشى أن الرتب المدعوة عالية |
Evet, önceki gece depoda ölürsem yapmadığım için pişman olacağım bir şey var mı diye sordu. | Open Subtitles | ،أجل، في تلك الليلة لقد سألتني إذا كان هناك شيء قد أندم على عدم .انتهائي منه إذا مت في هذا المخزن |
Pes etmeme izin vermediğin için sağol, baba. | Open Subtitles | شكراً لمساعدتي على عدم الإستسلام يا أبي |
Makineden kimsenin haberdar olmamasını sağlamak bizim sorunumuz. | Open Subtitles | الحرص على عدم اِكتشاف أحد أمر الآلة هي مشكلتنا. |