Hayır, pantolonlarını bit pazarından alıyor ve sana söyleyebileceğim kadarıyla çok az yıpratıyor. | Open Subtitles | كلا, هو يرتدي بنطال رخيص جداً ,على قدر ما أستطيع إخبارك لقد انتزعها |
Anladığım kadarıyla burası yanlış plaj. | Open Subtitles | على قدر معرفتي لقد هبطنا على الشاطيء الخطأ |
Onlara ne kadar çok eşlik edersek, buradan o kadar çabuk gidebiliriz. | Open Subtitles | على قدر ما سوف نمرح على قدر ما سوف نخرج من هنا |
Dinliyor musun? Senden Mümkün olduğunca normal davranmaya çalışmanı istiyorum | Open Subtitles | ــ أجل ــ أريدك أن تبدو طبيعياً على قدر المستطاع |
Birileri öğrenmeden, elimden geldiğince sizlerle bol bol vakit geçirmek istedim. | Open Subtitles | أردت أن نظل معاً على قدر المستطاع قبل أن يعرف أحد |
O küçük akıllarının alabileceğinden daha ölümcül, daha güçlü ve daha sabırsız bir yerden. | Open Subtitles | من مكان على قدر من الإبادةً والقوة و اللاصبر بحيث لا تستطيع عقولهم الصغيرة تصوره |
İstediğin kadarını say. Sende ne kadar varsa, bende dört fazlası var. | Open Subtitles | . عُدها كيفما شئت على قدر ما لديك ، لدي أربعة أضعافها |
Ve olabildiğince sık kiliseye gittim. | TED | ولهذا كنت أذهب للكنيسة على قدر استطاعتي. |
Bildiğim kadarıyla hayır, Sayın Bakan. | Open Subtitles | على قدر ما أستطيع أن أخبركم به سيدي الوزير، أقول لا |
Sağlık görevlisi olmakta düşündüğüm kadarıyla çok fazla stresli bir iş. Oturacak bi yer bul. | Open Subtitles | الان كونى مساعد طبيب فانا اساعد الناس على قدر ما اتخيل |
Bildiğim kadarıyla hayır. - Oda değiştirdim mi? | Open Subtitles | هل فتممت الفحص ليس على قدر علمى ياسيدى هل انا غيرت الغرف |
Söyleyebileceğim kadarıyla, "aç" düğmesi yok. | Open Subtitles | على قدر ما أستطيع إخباركم ليس هناك مفتاح تشغيل |
Nesnelerin geçmişini öğrenebildiğim kadarıyla toparladım. | Open Subtitles | لقد جمعت تاريخ الأغراض على قدر ما أستطعت |
Bildiğim kadarıyla, ki çok iyi biliyorum bu ofiste hiç kimse Brennan'ı öpmeye çalışıp anlatacak kadar yaşamamıştı. | Open Subtitles | تعرف, على قدر ما أعرف و هو كثيرأ صدقني, لا أحد حاول أن يقبل برينان في هذا المكتب |
Hiçbir zaman bu kadar çok iletişim aracına, bağlanma, uzanma ve dahil etme aracına sahip olmamıştık. | TED | لم نحصل ابدا على قدر من اوجه التواصل اوجه الاتصال واوجه التفاعل, اوجه الشمول |
Dinle Kuzen. Ne kadar çok İngilizce konuşursan o kadar geliştirirsin. | Open Subtitles | إبن أخي، اصغِ إلي، على قدر ممارستك للغة الإنجليزية سوف يكون تحسنك. |
Onlar büyürken Mümkün olduğunca onların yanında oldum ve elimden gelen her şeyi yaptım. | TED | أثناء نشأتهم بذلت قصارى جهدي لأكون بجوارهم على قدر ما استطعت. |
Ancak yaptığı şey en güçlü özelliklerini alıp, ve Mümkün olduğunca kullanmak üzere yeniden şekillendirmekti. | TED | و لكن ما قامت به هو أنها إستخدمت نقاط قوتها و شكلت تلك القوى لتستخدمها في العمل على قدر ما تستطيع. |
Ben işimi yapıyorum, para kazanıyorum, elimden geldiğince hayır işleri yapıyorum... ve bu dünyada serbest ticareti savunmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | أذهب بأعمالي , وأجنى المال وأساعد المجتمعات على قدر استطاعتي وأحاول تعزيز التجارة الحرة في هذا العالم |
O küçük akıllarının alabileceğinden daha ölümcül, daha güçlü ve daha sabırsız bir yerden. | Open Subtitles | مكان على قدر من الإبادة والقوة و اللاصبر بحيث لا تستطيع عقولهم الصغيرة تصوره |
olabildiğince sakin ol. İşler daha da kötüye gitmesin. | Open Subtitles | . ابقْ ساكناً الآن على قدر إستطاعتك أنت تزيد الأمور سوءاً فحسب |