"على مغادرة" - Translation from Arabic to Turkish

    • terk etmek
        
    • terk etmeye
        
    • terk ettikleri
        
    Anlaşılan Novina istasyonu terk etmek zorunda kalınca yok etmeye karar verdiler. Open Subtitles ومن الواضح أنه عندما أجبرت نوفينا على مغادرة المحطة، قرروا أن يسخروا.
    Kendi yuvalarını terk etmek zorunda kalmamalarını konuşmalıyız. TED يجب أن يكون الحل عدم إجبارهم على مغادرة بلدانهم.
    Ölmekte olan gezegenlerini terk etmek zorunda kalıp bizimkini ele geçirmek için geldiler. Open Subtitles لقد أجبروا على مغادرة كوكبهم الميت و قد جاءوا للإستيلاء على كوكبنا
    Kendi mezuniyet törenini terk etmeye zorlanmasını görmek çok acıydı. Open Subtitles رؤية له أجبروا على مغادرة بلده بروفة التخرج كان مؤلمة.
    Çoğu genç mahkum gibi Aki de kampını terk etmeye kararlıydı. TED وكمثل العديد من المعتقلين الصغار، أصرت آكي على مغادرة معسكرها
    Babam taksici oldu, annem de evlere temizliğe giderdi ama Polonya'yı terk ettikleri için bir gün bile pişman olmadılar. Open Subtitles حيث عمل والدي كسائق سيارة أجرة وأمي كمنظفة للمنازل لكنهم أبدًا، ولا ليوم واحد قد (ندِما على مغادرة (بولاندا
    Burada çalışmak için köyü terk etmek zorunda kaldım. Open Subtitles العمل هنا، أجد نفسي مجبرا على مغادرة القرية.
    Hapis cezasının teciline karşılık sen ve karın evliliğinize son vermemeniz durumunda eyaleti terk etmek zorundasınız. Open Subtitles الآن مقابل تعليق عقوبة السجن، أنت وزوجتك.. ما لم تقررا إنهاء الزواج، ستُجبران على مغادرة الولاية.
    65,3 milyon insan evlerini terk etmek zorunda kaldı, savaş yüzünden -- tarihteki en büyük sayı. TED يوجد 65.3 مليون شخص أُجبروا على مغادرة أوطانهم بسبب الحرب -- أكبر رقم في التاريخ.
    En küçük oğlum ülkeyi terk etmek zorunda bırakıldı. Open Subtitles ابنى الأصغر أجبر على مغادرة هذة البلاد
    En küçük oğlum ülkeyi terk etmek zorunda bırakıldı. Open Subtitles ابني الأصغر أجبر على مغادرة هذة البلاد
    En küçük oğlum ülkeyi terk etmek zorunda bırakıldı. Open Subtitles ابنى الأصغر أجبر على مغادرة هذة البلاد
    Akşam çökünce, evini terk etmeye kimsenin cesareti yok. Open Subtitles لم يعد هناك شخص يجرؤ على مغادرة المنزل بعد حلول الظلام.
    Bu hafta bitmeden bu evi terk etmeye kararlıyım. Open Subtitles أنا عازمة على مغادرة هذا المنزل قبل نهاية الأسبوع
    Ve böylece Jane ve Frank Highbury'i terk etmeye ve kaderleri için yabancılara güvenmeye zorlandılar. Open Subtitles وأجبر كلا من جاين وفرانك على مغادرة هايبري ووضع ثقتهم في الغرباء
    Babam taksici oldu, annem de evlere temizliğe giderdi ama Polonya'yı terk ettikleri için bir gün bile pişman olmadılar. Open Subtitles حيث عمل والدي كسائق سيارة أجرة وأمي كمنظفة للمنازل لكنهم أبدًا، ولا ليوم واحد قد (ندِما على مغادرة (بولاندا

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more