- bu gezegende buluduğum sürece yapmak zorunda kaldığım en zor şey. | Open Subtitles | إنه أصعب شيء اضطررت القيام به في وقتي كله على هذا الكوكب |
Yani tam olarak bu gezegende doğmadı diye, hiçbir hakkı yok, öyle mi? | Open Subtitles | إذن لأنه لم يولد على هذا الكوكب ليس لديه أى نوع من الحقوق |
Ve buna rağmen, bayanlar ve baylar, bu gezegendeki her bir birey muhtemelen her gün müzikle iç içe. | TED | ومع ذلك ، أيها السيدات والسادة ، كل واحد منا على هذا الكوكب ربما يمارس ويشارك بالموسيقا بشكل يومي |
Eğer denizden yaklaşık sekiz litre su alsam bu sekiz litrenin içinde bu gezegendeki insanlardan daha fazla bakteri olacaktır. | TED | لو كنت سأغرف جالونين من مياه البحر، سيكون هناك بكتيريا في هذين الغالونين أكثر من أعداد الناس على هذا الكوكب. |
- Uyarıyorum, bu gezegene inerseniz geminizin ya da mürettebatınızın güvenliğinden sorumlu olamam. | Open Subtitles | آسف سيدي أيها القبطان، إذا هبطت على هذا الكوكب فأناأحذرك، بأني لا أتحمل مسؤولية سلامة سفينتك أو طاقمك |
Carter, O gezegende böcekler var. Büyük, kocaman, çirkin, gürültücü böcekler! | Open Subtitles | كارتر , هناك حشرات على هذا الكوكب حشرات كبيره و قبيحه |
Aynı küreyi değiştirip Bu dünyada tanrı olmanızı engellediğim gibi. | Open Subtitles | كما فعلت بالكريّة كي لا تتصرفوا كآلهة على هذا الكوكب. |
Ayrıca, gezegenimizde yoksulluk içinde yaşayan 1 milyar çocuk var. | TED | أيضًا، هناك مليار طفل على هذا الكوكب يعيشون في الفقر. |
Tüm varlığımız süresince bu gezegende dünya dışı yaşamın da süregeldiğinden bahsediyorum. | Open Subtitles | أتحدّث عن الحياة من الفضاء الخارجي حيّ على هذا الكوكب في عمرنا. |
Ve şimdi de bu gezegende yaşayan her canlının genlerinin patentini almaya başlıyorlar. | Open Subtitles | ويبدأون الآن لتسجيل براءة إختراع الجينات الوراثية لكل المخلوقات الأخرى على هذا الكوكب |
Magrathea, bekleyebilir. bu gezegende bitirmem gereken bir iş var. | Open Subtitles | على ماجراثيا أن ينتظر لدىّ دين لأسويه على هذا الكوكب |
Bunun sebebi, bu gezegendeki yaşamın ve tarihin ezber bozucuların tarihi olması. | TED | وذلك بسبب أن الحياة وتاريخها على هذا الكوكب صنعها مَن خالفوا القواعد. |
Ama böyle yaparak bu gezegendeki yeni teknolojinin en iyi kaynağını görmezden geliyoruz. | TED | ولكن خلال سعينا لذلك، نحن نتجاهل افضل مصدر للطاقة الجديدة على هذا الكوكب. |
Fakat bu gezegendeki diğer büyük güçlerin desteğine ihtiyacımız var. | Open Subtitles | لكن نريد تعاون من القوات الرئيسيه الأخرى على هذا الكوكب |
Tek kurtuluş umudumuz bu gezegene inmekti. | Open Subtitles | كل أملنا للنجاه كان بالهبوط على هذا الكوكب |
Anne bu gezegene uzun bir yolculuktan sonra geldi. | Open Subtitles | جعلت الأم رحلة القدوم طويلة . على هذا الكوكب |
O gezegende... kötü bir ses var. | Open Subtitles | حسنا , هناك بعض من الصوت السىء على هذا الكوكب. |
Onlara Riddick'in öldüğünü söyle O gezegende biryerlerde öldüğünü. | Open Subtitles | اخبرهم ان رديك قد مات مات في مكان ما على هذا الكوكب. |
Hâlâ Bu dünyada iletişim kurulmamış onlarca kabile yaşamakta. | TED | ما زال هناك العديد والعديد من القبائل المنعزلة تعيش على هذا الكوكب |
Hatırlatmak isterim ki, gezegenimizde 1 milyar insan hiçbir altyapı olmadan yaşıyor; yol yok, elektrik yok ve tabii, sağlık hizmeti de yok. | TED | ولتذكيركم: يوجد مليار شخص على هذا الكوكب يعيشون بدون بُنى تحتية لا طرقات، لا كهرباء، وبالتالي، لا رعاية صحية. |
Tanrı'nın Bu gezegeni pislettiği en terli ve en moron yirmi kızın dans edebilecekleri tek kişi bendim! | Open Subtitles | أكثر عشرين فتاة متعرقة و مهووسة قد خلقهم الله على هذا الكوكب و أنا الوحيد الذي رقص معهم جميعاً |
Bu ve pek çok nedenden dolayı, dünya üzerindeki varlığımız süreklilik arz etmemektedir. | Open Subtitles | لهذا السبب ولأسباب أخرى كثيرة، وجودنا على هذا الكوكب لا يبدو أنه سيدوم. |
Yakında hamile kalacağım ve bu dünyadaki en ünlü kişi olacağım. | Open Subtitles | قريباً سأكون حاملا، وساصبح واحدة من اشهر الناس على هذا الكوكب |
gezegendeki en kötü insan benim en iyi olduğumu söylüyor. | Open Subtitles | دعا الأفضل من جانب واحد من أسوأ على هذا الكوكب. |
Bu kayalıklarda dolaşırken yalnızız, Cliff. | Open Subtitles | نحن وحيدون مهما سافرنا على هذا الكوكب, كليف |
Ve iyileştiğin zaman, söz veriyorum ... sana bu gezegenin en mükemmel şeylerini göstereceğim. | Open Subtitles | وعندما تتحسني اعدكِ أن اريكِ كل الاشياء الرائعة على هذا الكوكب |
Yaşam da bu gezegen üzerinde ince bir kat boya. | TED | والحياة نفسها عبارة عن طبقة خفيفة من الطلاء على هذا الكوكب. |