"على وجبة" - Translation from Arabic to Turkish

    • bir yemek
        
    • yemeğe
        
    • yemek için
        
    • yemek bulmak
        
    • yemek yiyebiliriz
        
    • öğün
        
    Evet, insanlar birbirlerini öldürmeyi keserse doğru düzgün bir yemek yiyebiliriz dedim. Open Subtitles لو أن الناس تتوقف عن قتل بعضها قد نحصل على وجبة أفضل
    Albatroslar birkaç hafta boyunca sık sık altı, bazen de on bin mil onları bekleyen yavrularına bir besin, büyük bir yemek ulaştırmak için uçar. TED يطير القطرس 6 ألاف وأحيانًا عشرة آلاف ميل مدة عدة أسابيع للحصول على وجبة واحدة، وجبة واحدة كبيرة، لأطفالهم المنتظرين.
    Besleyici bir yemek yeme şansı - meyve ve süt olan, şekeri ve tuzu az olan - dramatik bir şekilde artıyor. TED فرص حصولها على وجبة مغذية، تحوي الفواكه والحليب، وقليل من السكريات والملح، تزداد بشكل كبير.
    Herhangi bir günde, çorbacılardan gelen kokuyu bir nefes çekmek bile bir öğünlük yemeğe bedeldi. Open Subtitles وعلى غرار أي يوم، ففقط نسمة واحـد مـن أحـد مـحـلات الحـساء كانت كمثل الحصول على وجبة كاملة
    Bedava yemek yemek için berbat bir yol. Open Subtitles طريقة ملحوظة للغاية للحصول على وجبة مجانية.
    Ama burada yemek bulmak için suç ortaklarına ihtiyaç var. Open Subtitles لكن للعثور على وجبة طعام, انه يحتاج الى شريك في الجريمة.
    Adamlar günde bir sıcak öğün yiyordu: Bir kâse buhar. Open Subtitles يحصل الرجال على وجبة طعام ساخنة في اليوم وعاء بخار
    Tam olarak kavhaltını karşılamayacak, ama güzel bir yemek yiyeceksin. Open Subtitles لا تحصلين على ما تريدين في الافطار ، لكن تحصلين على وجبة جيدة
    Ödül olarak, sana leziz bir yemek hazırlıyorum Open Subtitles كمكافأة على ما تبذلونه من الجهود، سوف تعامل لك على وجبة لذيذة.
    Hadi bunu unutalım ve hep beraber güzel bir yemek yiyelim. Open Subtitles دعونا ننسى هذا ونحاول أن نحصل على وجبة طعام رائعة معاً, أليس كذلك؟
    Şimdi hafif bir yemek yemeni ve Sana kaydettiğim kasetleri dinlemeni istiyorum. Open Subtitles الآن، وأنا أريد منك الحصول على وجبة خفيفة، الاستماع إلى الأشرطة لقد صنعت لك،
    Bu gece döneceğim. Dışarı çıkar, güzel bir yemek yeriz. Open Subtitles سأعود الليلة و نخرج و نحصل على وجبة جيدة
    Bu gece döneceğim. Dışarı çıkar, güzel bir yemek yeriz. Open Subtitles سأعود الليلة و نخرج و نحصل على وجبة جيدة
    Öğlen yemeğe çıkacaktık. Open Subtitles كان يفترض بنا ان نكون على وجبة الغداء معاً
    Ve az önce daha tadını çıkaramadığım bir yemeğe 20$ ödedim. Open Subtitles وأنفقت آخر 20 دولار ملكتهم على وجبة لم أستمتع بها.
    Belki de sıcak bir yemek için ölüyordur. Open Subtitles ماذا لو أنه إدعاء ليحصل على وجبة ساخنة ؟
    Ancak böyle açık bir alanda karın doyurmak yemek yemek için tehlikeli bir yol olabilir. Open Subtitles لكن الأكل في العراء هكذا قد يكون طريقة خطيرة للحصول على وجبة
    Burada yemek bulmak için kime muamele çekmem lazım ya? Open Subtitles الذين لا حصلت لتفجير ل الحصول على وجبة هنا؟
    Sıcak yemek bulmak için kolay yollar işte. Open Subtitles -أسهل طريقة للحصول على وجبة ساخنة
    Ne olursa olsun, geri döndüğümde birlikte bir yemek yiyebiliriz diye düşünüyordum bir restoranda... gerçek bir restoranda Kovelsky'sde değil. Open Subtitles أم، بغض النظر، أنا أفكر عندما عدت، ربما كنت وأنا لا يمكن الحصول على وجبة معا...
    Güzel bir yemek yiyebiliriz... Open Subtitles تعملين ، مثل الحصول على وجبة
    Ve insanların her gün yaşamak için savaştığı ve tek bir öğün dahi kazanamadığı yerlerde buldum. TED ووجدت نفسي في أماكن يحارب فيها الناس يومياً ليعيشوا دون أن يتمكنوا من الحصول على وجبة واحدة.
    Dünyada bir çok çocuk okula gidemiyor çünkü gidip dilenmek ve bir öğün bulmak zorundalar. TED الكثير من الأطفال لا يمكنهم الذهاب للمدرسة لأن عليهم بالمقابل أن يستجدوا ليحصلوا على وجبة.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more