"على وجهكِ" - Translation from Arabic to Turkish

    • yüzündeki
        
    • Yüzünde
        
    Geçen gece yüzündeki o büyük gülümseme sadece numaraydı yani. Open Subtitles حسناً، إذاً الإبتسامه المرتسمه على وجهكِ في تلك الليله لم تكن إلا تمثيلاً
    yüzündeki o ucuz boyayı silip atacağım. Open Subtitles أنا على وشك أن أصفعكِ على وجهكِ الخجول الرخيص هذا
    yüzündeki bakışı görmeliydin. Kalp krizinden öldüğü ortaya çıksın diye dua ediyordun neredeyse. Open Subtitles كان يجب أن تري النظرة على وجهكِ لقد كنتِ تدعين أن تكون نوبة قلبيّة
    Ciddi olduğunda hâlâ Yüzünde şu gergin ifade oluyor. Open Subtitles لديكِ تلك النظرة على وجهكِ عندما تكونين جادة , اتعلمين؟
    Seni hayal kırıklığına uğratmadığımda Yüzünde oluşan ifadeyi görmek istedim. Open Subtitles نعـم,لكني أردت رؤية تلك النظرة على وجهكِ
    Çünkü yüzündeki endişeli ifade bambaşka bir şey söylüyor. Open Subtitles لأنّ ملامح القلق الشديد على وجهكِ تعبّر عن أمر آخر بالكامل.
    Elindeki lolipop, yüzündeki boyalar ve şu çılgın yaratık öldüren şeyle mi? Open Subtitles بمصاصتكِ وألوان الأطفال على وجهكِ وآداة قتل الوحش المبتكرة؟
    yüzündeki çocukluğa rağmen izleri görülen geçmişin dikkatimden kaçacak değil. Open Subtitles {\cHC1DAB1} لكنّي ألمحُ أعرافًا وموروثاتٍ # # على وجهكِ الطّفولي {\cHC1DAB1}# لن تغادرَ خاطري #
    Aman Tanrım, yüzündeki ifadeye bakılacak olursa her şey çok güzel gidiyor gibi. Open Subtitles رباه! من النظرة على وجهكِ ، فسأقول أنكما تستمعا سوياً
    Mabel, yüzündeki o siyah lekeler ne zamandan beri varlar? Open Subtitles مابيل" هذه الرقعُ السوداء " على وجهكِ منذُ متى كانت فيكِ؟
    yüzündeki ifadeden anladım bunu. Open Subtitles بدا ذلك على وجهكِ
    O yüzündeki şey de ne öyle? Open Subtitles ما هذا الذي على وجهكِ
    Mike Peterson'dan bahsettiğimizde yüzündeki bakışı gördüm. Open Subtitles لقد رأيت النظرة على وجهكِ عندما ذكرنا (مايك بيترسون)
    Mike Peterson'dan bahsettiğimizde yüzündeki bakışı gördüm. Open Subtitles لقد رأيت النظرة على وجهكِ عندما ذكرنا (مايك بيترسون)
    yüzündeki ifadeden. Open Subtitles تلك النظرة على وجهكِ
    Kafama silah dayadığında ki acıyı gördüm Yüzünde. Open Subtitles لقد رأيت الألم على وجهكِ عندما صوبتِ المسدس إلى رأسي
    Babanla görüştükten sonra Yüzünde, o üzgün küçük kız görünüşü oluyor. Open Subtitles لديكِ نظرة "الطفلة الحزينة" على وجهكِ -بعد رؤيتكِ لوالدكِ
    Güneş Yüzünde muhteşem görünüyor. Open Subtitles مهلاً , تبدو الشمس رائعة على وجهكِ
    Evet, neredeyse Yüzünde patlayacak bir plan. Open Subtitles أجل الخطه التي إنفجرت على وجهكِ حرفياً
    ...güneşin sıcaklığını Yüzünde hissedemediğini. Open Subtitles ولا تشعري بحرارة الشمس على وجهكِ
    Yüzünde yara bantları. Open Subtitles شرائط على وجهكِ

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more