Diyosun. Bence o Yüzüme kocaman bir gülücük yerleştirebilecek kadar erkek. | Open Subtitles | حسناً، أظنّ أنّه رجلٌ بما فيه الكفاية ليرسم الإبتسامة على وجهي |
Jerk Chicken'da bana nereden geldiğimi hatırlatıyor ama ben onu Yüzüme bulaştırmıyorum. | Open Subtitles | و جبة دجاج الحار تذكرني بموطني لكن ليس أضع التوابل على وجهي. |
Baban gider gitmez suratıma bağırmaya başlıyor. Tabaktaki yemekleri fırlatıyor. Neden? | Open Subtitles | ما إن غادر والدك حتى بدأ في رمي الطعام على وجهي |
Liderleri dönüp suratıma silah doğrultana kadar her şey yolunda gidiyordu. | Open Subtitles | كل شيء بدا جيداً حتى عادَ قائدهم ووجهَ سلاحاً على وجهي |
Yüzümde bir gülümsemeyle uyanıyorum. | Open Subtitles | إنها تجعلني أستيقظ بابتسامة مرسومةٌ على وجهي. |
Yüzümü hâlâ anımsıyor ve beni gördüğü zaman kocaman gülümsüyor. | TED | فما زالت تتعرف على وجهي وتعلو شفتيها ابتسامة عريضة عندما تراني. |
İşin en kötü tarafı, Yüzümdeki şok ifadesini görmüş olmalı. | Open Subtitles | و الشئ الفظيع أنها لابد أنها رأت الصدمة على وجهي |
Bu arada Yüzüme oturacaksan sinüzit şeysinden var bende, unutma sakın. | Open Subtitles | تذكري إذا كنتِ ستجلسين على وجهي لدي تلك الفتحات حسنا ؟ |
- İyi haber, sonunda Lamonsoff atlayabildi. - Kötü haber ise Yüzüme atladı.. | Open Subtitles | أتعرفون الخبر السعيد أن أخيرا لمنسوف قفز وقد هبط على وجهي في النهاية |
- İyi haber, sonunda Lamonsoff atlayabildi. - Kötü haber ise Yüzüme atladı.. | Open Subtitles | أتعرفون الخبر السعيد أن أخيرا لمنسوف قفز وقد هبط على وجهي في النهاية |
Çalmasa bile bugün patronum yumurta salatalı sandviçini Yüzüme fırlattığında birazı ağzıma kaçtı. | Open Subtitles | وحتى لو لم يدق، اليوم، حين قام رئيسي بإلقاء شطيرة البيض على وجهي |
Sinirlendi, Yüzüme baloncuklar püskürttü. | TED | ومن ثم بدأت تتعب .. واخذت تنفث الفقاعات على وجهي |
Eğer seni burada tek başına görürsem suratıma yastığı bastırıyor olacağını düşünmüştüm. | Open Subtitles | اعتقدت لو أنى شاهدتك هنا لوحدك، لأردت أن اضع وسادة على وجهي |
Ölebilirim her an, mezarıma gelirsin, suratıma tükürür ve bana gerçeği söylersin. | Open Subtitles | إن متّ، فسوفتسيرينإلىقبري.. تبصقين على وجهي وتقولين الحقيقة |
Yüzümde bir gülümsemeyle ona mı teslim etmem gerekiyor? | Open Subtitles | وأنا من المفترض أن أسلمها مع أبتسامة على وجهي |
Büyük, kalınca bir Küba purosu yakıp Yüzümde bir gülümsemeyle içeceğim. | Open Subtitles | ،سآتي إلى هنا ،و سأشعل سيجاراً كوبانياً كبيراً و ثخيناً ،و سأدخنه بابتسامة على وجهي |
Artık kendi dışişleri bakanımla veya başbakanımızla karşılıklı oturup Yüzümde bir gülümsemeyle onlara ne isterseler yapacağımı söyleyemezdim. | TED | لا يمكنني في الواقع الجلوس مع وزير الخارجية أو رئيس الوزراء ، و الا بتسامة على وجهي. والقيام بما كان يسعدني القيام به من أجلهم. |
Kameramanına sadece Yüzümü çekmesini söylemelisin. | Open Subtitles | من الأفضل أن تجعلوا مصوركم يضع الكاميرا على وجهي |
Yüzümdeki ifade o zamandan beri aradığım şey. | TED | و النظرة البادية على وجهي هي الإحساس الذي ظللت أبحث عنه منذ ذلك الحين. |
Sende yüzüm için kullanabileceğim sanayi tipi yapıştırıcın var mı merak ediyordum. | Open Subtitles | كنت اتسائل ما إذا كان لديك صمغاً قابل لاستعماله على وجهي |
Suratımda bir sırıtışla her gün havaya fırlatılıp, baş aşağı minderin içerisine 5 santimetre giriyorum. | Open Subtitles | كل يوم ,أحصل على المستوى العالي المرمي في الهواء وانتقد روؤسهم على ما يقارب 2 بوصة مع ابتسامة على وجهي |
Bir gece sarhoş oldum ve yüzümün üzerine yatmışım. | Open Subtitles | أعتقد , في أحدى الليالي ثملت وانزلقت على وجهي. |