"عليكى" - Translation from Arabic to Turkish

    • lazım
        
    • zorunda
        
    • zorundasın
        
    • gereken
        
    • senin için
        
    Dövüşçü olmak için, katil olmak için nasıl mücadele edileceğini öğrenmeniz lazım. Open Subtitles كى تكونى مقاتله ، قاتله عليكى ان تتعلمى التعامل مع العوامل الخارجيه
    Hindistan'a gidebilmek için çoook çok apartman temizlemen lazım. Open Subtitles يجب عليكى تنظيف الكثير من الشقق للذهاب إلى الهند.
    zorunda değilsin, sevgilim. Planladığımız gibi venedik'e gideceğiz. Telefonlardan ve dedektiften uzaklaşacağız. Open Subtitles لا يجب عليكى هذا , يا عزيزتى . سنذهب إلى البندقية كما خططنا , بعيداً عن مكالمات المفتش
    ÜIkenin öbür ucuna gitmek zorunda değilsin. Open Subtitles أنتى لا يجب عليكى الذهاب لجميع أنحاء البلاد
    Sarah, rahatlamak zorundasın bunun tek yolu nefes alıp vermek. Open Subtitles ساره عليكى أن تهدئى والطريقه الوحيده لكى تفعلى ذلك هى أن تتنفسى
    Yapması gereken tek şey onu bulana kadar onun için her yere bakmak. Open Subtitles كل ما عليكى فعله هو ان تبحثى عنه فى كل مكان حتى تجديه
    Belirli kuralların senin için geçerli olmadığını düşündün, değil mi? Open Subtitles كنتى تظنين أن بعض القواعد المعينة لن تنطبق عليكى , أليس كذلك ؟
    - Bununla hemen ilgilenmem lazım. - Seni yarın akşam parti için alırım. Open Subtitles يجب أن أعتنى بهذا الآن سوف أمر عليكى غدا من أجل الحفلة
    -Gerçekten size herşey lazım Open Subtitles لا يجب عليكى الرحيل يمكن ان تبقى يمكن ان تحظى بليلة سعيدة حسنا
    Hemen buradan gitmen lazım. - Dur. Open Subtitles لا يمكننى الذهاب معك , لكن انتى عليكى الرحيل انتظر
    Rebecca bana yaptıkları şeyleri anlaman lazım. Open Subtitles ريبيكا , عليكى ان تفهمى الاشياء التى فعلوها لى
    Tıraş olman lazım güzelim. Nemo'ya benzemeye başladın. Open Subtitles عليكى أن تحلقى , يا عزيزتى "تبدين مثل "نيمو
    En azından kira derdin yok. Tam gün çalışmak zorunda değilsin. Open Subtitles أنها ليست كما لو كان عليكى إيجار ليس عليكى أن تعملى مناوبة كاملة
    - Beni kovmak zorunda değilsin. Open Subtitles لا يجب عليكى أن تطارديننى سوف أذهب إذا اردتى
    Onun izinde yürümeye devam ettin hatta onun izi yok olsa bile ama zorunda değildin. Open Subtitles أنت تقومين باتباع خطواتها حتى بعد توقف خطواتها ولكن لا يجب عليكى
    -Pekâlâ, bu hayal kırıklığı ile yaşamayı öğrenmek zorunda kalacaksın. Open Subtitles حسناً، عليكى التعلم أن تتعايشى مع خيبة الأمل.
    Eğer beş yaşımdan beri hayalini kurduğum gibi en iyi arkadaş olacaksak, biraz gevşemek zorunda kalacaksın. Open Subtitles إذا كنا سنصبح افضل الأصدقاء مثلما رغبت عندما كنت فى سن الخامسة عليكى ان تتساهلى قليلاً
    Seni suçlamıyorum, ama gücünü korumak zorundasın. Open Subtitles أنا لا ألوم عليكى , لكنكى يجب أن تحافظى على طاقتك أنا لا ألوم عليكى , لكنكى يجب أن تحافظى على طاقتك
    İngilizce bilmediğini pekâla biliyor. Ama öğrenmek zorundasın! Open Subtitles انه يعلم انكى لا تتحدثى الانجليزيه و لكن عليكى ان تتعلميها
    Bu seni sakinleştirecek. Almak zorundasın. Open Subtitles سوف يجعلك تهدأين.ـ يجب عليكى أن تتناوليه.ـ
    Geçmen gereken bir test daha var. Open Subtitles يبقى أختبار واحد فقط يجب عليكى ان تجتازيه.
    Tüm yapman gereken orada durup seni seyretmeme izin vermek. Open Subtitles كل ما عليكى فعلة الآن هو أن تقفى هناك وتدعينى أنظر إليكى
    Son birkaç ay senin için dayanılmaz geçtiği için üzgünüm. Open Subtitles انا أسف على الشهور الماضيه اذا كانت قاسيه عليكى
    Dinle senin için çekilmez hale gelen son birkaç ay için çok üzgünüm. Open Subtitles إسمع انا أسف على الشهور الماضيه اذا كانت قاسيه عليكى

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more