| Ama bir daha "cesaret" seçersen, yapmak zorundasın. | Open Subtitles | لكن اذا سحبتي الجرأه مرتين, سيكون عليكِ فعلها |
| - Elle yapmak zorundasın. - Nerede? | Open Subtitles | ـ ينبغي عليكِ فعلها بشكل يدوي ـ من أين ؟ |
| Hadi ama, yapmak zorundasın. | Open Subtitles | هيّا، عليكِ فعلها. |
| Evet Caroline. Max hayır dediği için sen yapmak zorundasın. | Open Subtitles | (كارولاين), (ماكس), رفضت, لذا عليكِ فعلها |
| Kendin yapmak zorundasın. | Open Subtitles | يجب عليكِ فعلها بنفسكِ. |
| Bunu yapmak zorundasın. | Open Subtitles | عليكِ فعلها. |