"عليك أن تعطيني" - Translation from Arabic to Turkish

    • vermelisin
        
    • bana bir
        
    • vermelisiniz
        
    bana bir şey vermelisin, Lump, yoksa işi kuralına göre halletmek zorunda kalırım. Open Subtitles عليك أن تعطيني معلومة لنتصرف حسب قانون العقوبات
    Ama bana sadece çocuğu almakla kalmayacağımızın sözünü vermelisin. Open Subtitles لكن عليك أن تعطيني وعدك، بأنّنا لا نعيد فقط الطفلة.
    bana bir silah vermelisin. Sana yardım edebilirim. Gabriel burada. Open Subtitles عليك أن تعطيني سلاحاً ,أستطيع مساعدتك غابريل هنا
    bana bir şey vermen gerekmez. Zaten çok şey verdin. Open Subtitles ليس عليك أن تعطيني شيئا لقد أعطيتني الكثير سلفا
    Sana istediğini vereceğim ama karşılığında sen de bana bir şey vereceksin. Open Subtitles سأعطيك ما تريد، ولكن عليك أن تعطيني شيئا ً
    Bana şimdi 4 Pound vermelisiniz. Open Subtitles حسنا، عليك أن تعطيني 4 جنيهات استرلينية الآن.
    Hayır, hayır. bana bir şey vermelisin. Open Subtitles كلا، كلا، كلا، أنصت عليك أن تعطيني شيئاً.
    - Diğer yarısını bana vermelisin. Open Subtitles عليك أن تعطيني النصف الآخر لماذا؟
    bana bir şeyler vermelisin, tamam mı? Open Subtitles عليك أن تعطيني شيئاً ما, إتفقنا؟
    Sen... sen uygun olduğun bir zaman bana tarifini vermelisin. Open Subtitles عليك أن تعطيني الوصفة في وقت لاحق
    Daha çok zaman vermelisin. Open Subtitles عليك أن تعطيني المزيد من الوقت
    Hey, bana bir dakika vermelisin. Open Subtitles أنت , عليك أن تعطيني دقيقة ! ليس عندي دقيقة!
    Ama ihtiyar babana çok yüklenmeyeceğine söz vermelisin. Open Subtitles لكن عليك أن تعطيني وعدا بأن تتساهلي معي
    Borç aldığın para için bana geri ödeyeceğine dair bir kâğıt imzalayıp vermelisin. Open Subtitles عليك أن تعطيني ضمانا
    Ama başlangıç olarak bana 1,000 Frank vermelisin. Open Subtitles ولكن عليك أن تعطيني -ألفين فرنك
    Jack, ona işi hallettiğini söyledim. bana bir adres vermelisin. Open Subtitles جاك), لقد سبق وأخبرته بأن الأمر سيتم) أقصد, عليك أن تعطيني عنواناً
    Joseph, eski dostum, senin icabına bakacağız ama önce ihtiyacım olanı vermelisin bana. Open Subtitles (جوزيف) يا صديقي القديم! سنقوم بالاعتناء بك لكن أولاً، عليك أن تعطيني ما أحتاجه
    Anlamaya çalışıyorum, ama bana bir şey söylemelisin. Open Subtitles أحاول أن أصلح الأمور الآن مع قائدك لكن عليك أن تعطيني شيئا
    O Snickers'ı neden çaldığın hakkında bana bir tek geçerli neden göster. Open Subtitles يا ولد، عليك أن تعطيني مبرر مقنع لماذا سرقت لوح الشيكولاتة
    Sana istediğini vereceğim... ... amakarşılığındasende bana bir şey vereceksin. Open Subtitles سأعطيك ما تريد، ولكن عليك أن تعطيني شيئا ً
    Davamda kendimi savunmam için bana bir şans vermelisiniz. Open Subtitles لا ، يا سيدي عليك أن تعطيني فرصة
    Bayan Hendler iyi bir dinleyiciyimdir. Silahı bana vermelisiniz. Open Subtitles أنا مستمع جيد يا سيدة (هندلر) عليك أن تعطيني المسدس

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more