"عليك أن تقلق" - Translation from Arabic to Turkish

    • endişelenmene gerek
        
    • endişelenmenize gerek
        
    • Endişe etmene gerek
        
    • endişelenmen gerekmiyor
        
    • Endişelenmen gereken
        
    • endişelenmelisin
        
    • endişelenmemelisin
        
    • endişelenmek zorunda
        
    • endişelenmemen gerektiğini
        
    Eh endişelenmene gerek kalmadı. Nasıl olsa bir daha asla geri dönmez. Open Subtitles حسناً, لا يجب عليك أن تقلق لأنه لن يعود إلى هنا أبداً
    Kalp hastalıklarından endişelenmene gerek yok, hiçbir zaman fazla yemezsin. Open Subtitles لا يجب عليك أن تقلق حول أمراض القلب أنت لم تأكل بشكل كاف أبدا
    Ayrıca şimdi benim için endişelenmene gerek yok. Open Subtitles ومع ذلك ، لا يجب عليك أن تقلق . بشأني حالياً
    Anlıyorum, ancak hiçbir şey hakkında endişelenmenize gerek yok Teğmen. Open Subtitles صحيح ، ولكن ليس عليك أن تقلق من شيء أيها الملازم
    Artık Endişe etmene gerek yok. Open Subtitles لذا , إستمع ليس عليك أن تقلق من أي شيء بعد الآن
    Önceden de söylemiştim. Benim için endişelenmen gerekmiyor. Open Subtitles أخبرتك , ليس عليك أن تقلق بشأني كثيراً
    Bizim için endişelenmene gerek yok. Open Subtitles لا أريدكما أن تتأذيا ليس عليك أن تقلق علينا
    Eee, diğeri hakkında endişelenmene gerek yok çünkü artık daha iyi bir şeyimiz var. Open Subtitles اذاً ليس عليك أن تقلق بشأن الاشياء الأخرى لانه لدينا شيء أفضل الأن
    Artık endişelenmene gerek yok çünkü taşındım. Open Subtitles ليس عليك أن تقلق حيال الأمر فقد انتقلت من المنزل
    Bunun önemi yok! Kırılma noktası için de endişelenmene gerek yok. Çünkü kimse kaçmayacak. Open Subtitles هذا لا يهم، ليس عليك أن تقلق حيال أي نقطة لاعودة لأنه لن ينشق أي عميل آخر
    Bar kapanacak diye endişelenmene gerek yok. Open Subtitles هذا منزلي، صحيح؟ ليس عليك أن تقلق بخصوص الإزعاج فى المكالمه الأخيرة
    Yani işi geri çevirmeyeceksin, öyle yaptığında da endişelenmene gerek kalmayacak. Open Subtitles ذلك يعني أن المهمة لم تبلغ عنها، صحيح؟ لا يجب عليك أن تقلق حيالها، إتفقنا؟
    Benim için endişelenmene gerek yok John. Open Subtitles أنت تعرف أنه ليس عليك أن تقلق بشأني ياجون
    Baba, bir daha beni kaybedeceğine dair endişelenmene gerek yok, tamam mı? Open Subtitles أبي ليس عليك أن تقلق من فقداني مرة أخرى اتفقنا ؟
    Artık onun hakkında endişelenmene gerek yok. Open Subtitles ليس عليك أن تقلق بشأنه بعد الآن سوف يتّم الإهتمام بأمر ه
    Ehliyetsiz araba kullanmam konusunda artık endişelenmenize gerek yok. Open Subtitles ليس عليك أن تقلق حيال سياقتي بدون رخصة بعد الآن
    Uh, ama benim için endişelenmenize gerek yok. Çünkü burayı beğendim. Open Subtitles ولكن ليس عليك أن تقلق بشأني فأنا بخير هنا
    Problem yok, patron. Endişe etmene gerek yok. Open Subtitles لا بأس يا زعيم، ليس عليك أن تقلق
    Biraz endişelenmen gerekmiyor mu? Open Subtitles أليس عليك أن تقلق قليلاً؟
    Ta ki birisi onu beslemeye başlayana kadar. Bak, işte Endişelenmen gereken bu. Open Subtitles إلا إن بدأ أحد ما إطعامها، عليك أن تقلق من ذلك
    Bir otostopçu için endişelenmelisin. Open Subtitles ما يجب عليك أن تقلق منة هو a hitchhiker.
    Nasıl göründüğün hakkında endişelenmemelisin, Sam. Open Subtitles لا أظن أن عليك أن تقلق حول كيف هو مظهرك ، يا سام
    Dinle dostum, hiçbirşey için endişelenmek zorunda değilsin. Open Subtitles اسمع يا رفيق لا يجب عليك أن تقلق من أي شيء
    Ama endişelenmemen gerektiğini biliyorum Open Subtitles و لكني أعلم أنك ليس عليك أن تقلق بهذا الشأن

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more