"عليك الخروج" - Translation from Arabic to Turkish

• çıkman gerek
• gitmen gerek
• gitmelisin
• dışarı çıkmalısın
• gitmen lazım
• çıkmak zorunda
• çıkman gerekiyor
• gitmen gerekiyor
• kaçmanız gerekiyor

"Cassie, o klinikte saklanman doğru değil. Dışarıya çıkman gerek!"
كاسي، ليس من العدل ان تختبئ بعيدا في تلك العياده، فيجب عليك الخروج إلى العالم

- Hemen evden çıkman gerek! - Neden bahsediyorsun?
عليك الخروج من المنزل ما الذي تتحدث عنه؟

Çok geç olmadan, buradan gitmen gerek.
عليك الخروج من هنا قبل أن يقوت الأوان لا

Emirleri uygula. Frank, neler oluyor bilmiyorum ama buradan gitmelisin.
فرانك، لا أَعْرفُ ماذا يجري لكن عليك الخروج من هنا

dışarı çıkmalısın. O ışıklar seni öldürür, gerçekten okumuştum bir yerde.
عليك الخروج دائماً ، مصابيح الفلورسنت هذه ستقتلك ، لقد قرأت شيئاً عن هذا

Sana söyledim, buradan hemen gitmen lazım.
اللعنة , أخبرتك من قبل عليك الخروج من هنا

Onunla dışarı çıkmak zorunda değilsin. Buluşmak zorunda bile depilsin.
ليس عليك الخروج معها,ليس عليك حتي مقابلتها

Lucy, cezan bitti. -Artık çıkman gerekiyor. -Özür dilemeyeceksem çıkarım.
عليك الخروج حالا فقط إن لم يكن علي قول آسفه

gitmen gerekiyor. Pencereden.
عليك الخروج من النافذة

Önce deneme için biriyle çıkman gerek.
اولا عليك الخروج مع احدهم كإختبار

Rachel, burdan çıkman gerek.
راشيل، عليك الخروج من هنا

Oradan hemen çıkman gerek.
برام، عليك الخروج بسرعة

İçki için sağol, ama bence burdan gitmen gerek.
شكراً لك على المشروب, لكنني أعتقد بأنه يجب عليك الخروج من هنا

Kobie lütfen, buradan gitmen gerek!
ارجووك كوبي عليك الخروج من هنا فورا

- Dinle, gitmen gerek. - Çek elini!
عليك الخروج أبعد يديك عني

Belki de buradan gitmelisin Ray. Sana ne zaman cinsellik içermeyen bir biçimde dokunacağım belli olmaz.
ربما كان عليك الخروج من هنا راي فأنت لا تعرف متى سألمسك بطريقة مغرية

İşte bu yüzden şimdi defolup gitmelisin.
لهذا السبب عليك الخروج من هذه العلاقة الآن

Daha çok dışarı çıkmalısın. Manzaraları görmelisin.
يتوجب عليك الخروج أكثر, ورؤية هذه المناظر

Daha çok dışarı çıkmalısın. Diğer kültürler hakkında bir şeyler öğrenmelisin. Ne diyorsun ya?
يجب عليك الخروج أكثر، وتعلّم شيء حول الثقافات الأخرى.

Wanda, yanlış anlamanı istemem ama hemen defolup gitmen lazım.
"واندا", لا أريدك أن تفهمي كلامي بالطريقة الخاطئة, ولكن عليك الخروج من هنا حالاً.

Eninde sonunda ortaya çıkmak zorunda kalacaksın.
سيتوجّب عليك الخروج في النهايةِ

Dostum, bu çekingenlik modundan çıkman gerekiyor.
يا رجل، عليك الخروج من هذه الكئابة

Burdan def olup gitmen gerekiyor.
عليك الخروج من هنا

- Oradan hemen kaçmanız gerekiyor.
عليك الخروج من هناك