| Görünen o ki, hazırladığımız uygunluk kağıdı beklemek zorunda. | Open Subtitles | حسنا, يبدو أن ورقة التوافق التي نعمل عليها سيكون عليها الانتظار |
| Ama karınız doğum yapana kadar beklemek zorunda. | Open Subtitles | و لكن زوجتك عليها الانتظار إلى أن تلد |
| Peru beni biraz beklemek zorunda kalacak | Open Subtitles | الوظيفة فى بيرو، سيكون عليها الانتظار |
| Kurtların beklemesi gerekecek Anubis. Bu kartlara olan güvenimi kaybetmedim. | Open Subtitles | أن ديدانك عليها الانتظار يا انوبس انا اثق فى قلب الورق |
| Sanırım masa başı işinin beklemesi gerekecek. | Open Subtitles | اتوقع ان الوظيفة المكتبية عليها الانتظار |
| Para bugün hesaba yatmazsa, kusura bakmayın ama hasta Alman gelecek döneme kadar beklemek zorunda kalacak. | Open Subtitles | ... إن لم يُرسل المال إلى الحساب اليوم، فأنا آسفة فمريضتك الألمانية سيتوجب عليها الانتظار إلى الفصل الدراسي القادم |
| - beklemek zorunda. | Open Subtitles | سيتوجب عليها الانتظار |
| - beklemek zorunda. | Open Subtitles | -يتعين عليها الانتظار |
| Sanırım masa başı işinin beklemesi gerekecek. | Open Subtitles | اتوقع ان الوظيفة المكتبية عليها الانتظار |
| Sanırım özgürlüğün beklemesi gerekecek evlat. | Open Subtitles | اعتقد ان الحرية عليها الانتظار يا فتى |
| - beklemesi gerekecek. | Open Subtitles | -سيتوجّب عليها الانتظار |