"عليهم أن" - Translation from Arabic to Turkish

    • zorundalar
        
    • gerekiyor
        
    • lazım
        
    • gereken
        
    • gerekiyordu
        
    • gerekir
        
    • zorunda
        
    • gerekirdi
        
    • gerektiğini
        
    • zorundaydılar
        
    • onlar
        
    • gerekmiyor
        
    • gerekecek
        
    • olmaları
        
    • onlara
        
    Camma, tartışmalarını durdurmak için muhalif tarafların arasına giriyor— otoritesine saygı duymak zorundalar. TED تقف كاما بين الأطراف المتنازعة لتمنعهم من القتال يجب عليهم أن يحترموا سلطتها
    Bütün yollardaki mayınları temizlemek zorundalar. Bu büyük bir iş. Open Subtitles عليهم أن ينظفوا كل الطرق من الألغام وهذا عمل عظيم
    Hayır, sadece bir altı saat kadar... soru sormaları gerekiyor. Open Subtitles لا، عليهم أن يسألونا بعض الأسئلة لمدة ستة ساعات تقريباً
    Hayır sadece birkaç eşyanı getirdim. Bu evi görmeniz lazım. Open Subtitles لا, أحضرت إليك أشياءك يجب عليهم أن يروا هذا البيت
    Sizin sadece gitmeniz gereken birkaç düzine daha hastalarınız var. Open Subtitles حسنًا, لديكم فقط مجموعة من المرضى يجب عليهم أن يغادروا
    Her'ak ve adamlarının bizi gerçekten yakaladıklarına inanmaları gerekiyordu. Open Subtitles هيراك و رجاله عليهم أن يصدقوا أنهم قبضوا علينا حقاً
    Parayı bizzat çalmaları gerekir ki, bunun imkansız olduğunu anlattım. Open Subtitles عليهم أن يسرقوا المال بأنفسهم الأمر الذى أكدت لك استحالته
    Ama onlarla yaşamak zorunda kalan Ana Gezegen Komutanlığı değil, biziz. Open Subtitles قياده عالمنا ليس عليهم أن يعيشوا معهم ولكن نحن يجب علينا
    Er ya da geç, tehlikeli bile olsa denemek zorundalar. Open Subtitles لكن في النهاية، عليهم أن يعبروه، بغضّ النظر عن الخطر
    Kusarlar mı hap mı alırlar bilmem, ama derhâl buraya gelmek zorundalar. Open Subtitles لا أهتم ان كانوا يتقيؤون أو يتعاطون الحبوب، عليهم أن يكونوا هنا.
    Aşıları yapan bu kişiler, bu gönüllüler dünyanın en zorlu, en yoğun kenar mahallelerine düşünmeden dalmak zorundalar. TED و هؤلاء المتطوعون، و عليهم أن يدخلوا بشجاعة في بعض من أصعب ، و اكثر الضواحي كثافة في العالم
    Onların çoğu doğru olanı yapmaya çalışıyor, fakat neyin doğru olduğunu bilmek zorundalar ve o şey de işliyor olmak zorunda. TED معظمهم في الحقيقة يرغبون بعمل الأمر الصحيح، لكن عليهم أن يعلموا أولاً ما هو هذا الأمر ، لينجح الموضوع.
    Duruşmaya kadar bizi burada tutmaları gerekiyor. En fazla üç gün sürer. Open Subtitles عليهم أن يبقونا هنا إلى ما بعد التحضيرات على الأقل ثلاث أيام
    Beslenmek için denize açılmaları ve bu engeli geçmeleri gerekiyor. Open Subtitles عليهم أن يجتازو هذا المانع للمياه المفتوحة لو أرادو التغذّي
    Millet herşey tamamdır. Sahneyi paspaslamaları lazım. Toplanın ve salonu açın. Open Subtitles حسناً ياقوم لقد انتهينا، عليهم أن ينظفوا المنصة ويعيدوا ترتيب القاعة
    Bu dönem onların Afrika'nın gelişimine katkıda bulunmaları gereken zaman.. Ancak orada değiller. TED هذه هي الأوقات التي عليهم أن يقدموا فيها لتطوير أفريقيا ، و لكنهم ليسوا هناك
    Bir gün içinde ringe çıkabilecek birini bulmaları gerekiyordu. Open Subtitles لذا كان عليهم أن يجدوا شخصاً كي يسجلوه قبل تاريخ الإخطار
    Parayı bizzat çalmaları gerekir ki, bunun imkansız olduğunu anlattım. Open Subtitles عليهم أن يسرقوا المال بأنفسهم الأمر الذى أكدت لك استحالته
    Beyninde ödem oluşmasın diye bu sabah onu bayıltmak zorunda kaldılar. Open Subtitles كان عليهم أن يضعوه في الخارج هذا الصباح للحفاظ على دماغه
    Bir üsse onun adını vermeleri gerekirdi, onu buraya göndermeleri değil. Open Subtitles كان عليهم أن يسموا قاعدة بإسم الرجل. لا يرسلوه إلى هنا
    Bu yüzden onlara, tıp fakültesini geçmek istiyorlarsa birlikte çalışmaları gerektiğini tavsiye edeceksin. Open Subtitles لذا ستنصحهم أنهم إن أرادوا النجاح في كلية الطب، عليهم أن يعملوا سوية
    Bill ve "beyin sigortası" diye adlandırdığı yönetici takımı soruna bir çözüm bulmak zorundaydılar. TED بيل وفريقه القيادي الذي كان يسميه هيئة الخبراء، كان عليهم أن يتوصلوا لحل هذه المشكلة.
    onlar için cangılın tarafsız olduğunu fark etmek çok zordu. Open Subtitles كان من الصعب عليهم أن يدركوا أن الأدغال كانت محايده
    Arkadaşlarının ölmesi gerekmiyor Sidney. Open Subtitles ولكن هؤلاء ليس عليهم أن يموتوا الأمر عائد لكى يا سيدنى
    Biraz daha uğraşmaları gerekecek anlaşılan. Open Subtitles أعتقد أن عليهم أن يبذلوا المزيد من الجهد.
    Dünyanın bir kısmında, aç gözlülük ve korkunun karışımı gücü ele geçirenlerin bunu geri vermek için gönülsüz olmaları anlamına gelir. TED في مكان ما من هذا العالم، إن مزيج الخوف والطمع عند وجوده مع الاشخاص ذوي النفوذ يصعب عليهم أن يتخلوا عنه.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more