O burada kalmalı. Dışarıya çıkmasına izin verme, anladın mı? | Open Subtitles | يتوجب عليه البقاء هنا غير مسموح له بالخروج, أفهمت؟ |
Sanırım senin için bir şey yapmıyor, sanırım bu işten uzak kalmalı, değil mi? | Open Subtitles | الان بما أنه لا يمثلك , أعتقد أن يجب عليه البقاء بعيداً عن هذا , أليس كذلك؟ |
Mike demişti ki, eğer orada kalması gerekirse insanları örgütlemeye çalışacakmış. | Open Subtitles | فقال (مايك) بأنه إن كان عليه البقاء بالخارج على أية حال ... فإنه سيحاول أن ينظم الجميع |
Mike demişti ki, eğer orada kalması gerekirse insanları örgütlemeye çalışacakmış. | Open Subtitles | فقال (مايك) بأنه إن كان عليه البقاء بالخارج على أية حال ... فإنه سيحاول أن ينظم الجميع |
- Rasputin de bizimle pikniğe gelmişti ama annem onun kafesinde kalması gerektiğini söyledi. | Open Subtitles | راسبيوتن اتى معنا في نزهه لكن ماما قالت ان عليه البقاء في قفصة |
Ona Küba'da kalması gerektiğini söyle! | Open Subtitles | كان عليه البقاء بـ(كوبا) |
Ne yazık ki o bir süre daha burada kalabilir. | Open Subtitles | حسنا، للأسف سيتوجب عليه البقاء هنا لفترة قصيرة. |
Sanırım her nerede saklanıyorsa orada kalmalı. | Open Subtitles | أظن أنه عليه البقاء فحسب أينما كان مُختبيء. |
Bu çılgınlık bitene dek Peter burada kalmalı. | Open Subtitles | بيتر عليه البقاء هنا إلى أن يزول هذا الجنون |
Pekâlâ, ben oraya gidiyorum. Eğer gelirse diye, biri burada kalmalı. | Open Subtitles | احدٌ ما عليه البقاء هنا في حالة رجوعها. |
Ben onun babasıyım. Benimle kalmalı. | Open Subtitles | إنني والده ، يجب عليه البقاء معي |
- O burada kalmalı. Annemle birlikte kalabilir. | Open Subtitles | -يجب عليه البقاء هنا ، حيث يستطيع العيش مع أمي |
Ben de bekleyemeyeceğim. Evet ama birimiz burada kalmalı. | Open Subtitles | حسناً، أنا لا أستطيع الانتظار هنا، أيضاً _ أجل، ولكن واحد منا عليه البقاء _ |
Ona Küba'da kalması gerektiğini söyle! | Open Subtitles | كان عليه البقاء بـ(كوبا) |
Bir süre daha öyle kalabilir. | Open Subtitles | لربما سيتوجب عليه البقاء هكذا لبعض الوقت |
Artist olmak isteyen kalabilir. | Open Subtitles | من يريد أن يصبح فنان عليه البقاء |