Oğlunun kalbini koşu bandında zorlayamadığımıza göre bunu kimyasal olarak yapmak zorundayım. | Open Subtitles | بما أنّه لا يمكننا إجهاد قلب ولدكِ على آلة الركض، سيكون عليّ فعلها كميائيّاً |
Ama yapmak zorundayım. | Open Subtitles | حسناً, عليّ فعلها |
İşte bundan dolayı bunu yapmak zorundayım. | Open Subtitles | لهذا عليّ فعلها |
Oh, şeyl, Ben, kulağa müthiş geliyor, ama öğlen yapmam gereken şeyler var. Oh. | Open Subtitles | يبدو هذا عظيماً ولكن لديّ أمور عليّ فعلها بعد ظهر اليوم |
Aslında yapmam gereken bir kaç iş var. | Open Subtitles | اتعلمين, يوجد بعض الاشياء ينبغي عليّ فعلها |
Yapacak işlerim var. | Open Subtitles | لديّ أشياء يجب عليّ فعلها اجلبيه للكنيسة |
- Yalnız yapmak zorundayım. | Open Subtitles | عليّ فعلها بمفردي |
yapmak zorundayım dostum. | Open Subtitles | تباً لهذا، عليّ فعلها. |
- Yapabilir misin? - yapmak zorundayım. | Open Subtitles | عليّ فعلها! |
Hayatta kalmam için yapmam gereken şeyler vardı. | Open Subtitles | كانت هنالك بعض الأمور التي عليّ فعلها للبقاء على قيد الحياة |
Carla, senin işin ne yapamayacağımı söylemek değil yapmam gereken şeyleri yapmama yardım etmek. | Open Subtitles | -كارلا"" عملك ليس أخباري بما لا أستطيع القيام به. لكن مساعدتي للقيام بالأمور التي عليّ فعلها. |
yapmam gereken bir sürü iş var. | Open Subtitles | لدي المئات من الأشياء التي عليّ فعلها. |
Yapacak çok işim var. | Open Subtitles | أسمعيّ, لديّ الكثير من الأشياء عليّ فعلها |
Yapacak çok şey var. | Open Subtitles | الكثير من الأشياء التي عليّ فعلها |