"عليّ قول" - Translation from Arabic to Turkish

• söylememeliydim
• söylemeliyim
• söylemeliydim
• söylemek bana
• söylemem lazım
• söylemek zorundaydım
• söylemem gerekiyor
• söylemek benim için
• söylemem gerekirdi

söylememeliydim. Sonradan pişman oldum.
لم يجب عليّ قول ذلك اشعر بالسوء حيال ذلك

Tamam, belki de hiçbir şey söylememeliydim ama belki de sen de babana yalan söylememelisin.
حسناً , لربما ماكان عليّ قول أي شيء لكن ربما لا يجب عليك الكذب على والدكِ

Tavşan deliğine girmeden önce sana dostun olarak bir şey söylemeliyim.
قبل أن تنزل لحفرة الأرنب هذه، عليّ قول شيء لك كصديق، حسناً؟

Düşünecek fazla zamanım yoktu. Neler olduğunu anlamadan önce hemen bir şeyler söylemeliydim.
ليس هناك وقت للتفكير كان عليّ قول شيء بسرعة

Bunu söylemek bana düşmez ama,
حسناً، ليس عليّ قول ذلك

Bir şey söylemem lazım, çocuklar.
عليّ قول شيء يا رفاق

Arabasına bir şey yapmadığını söylemiştin. söylemek zorundaydım. Böylesi daha iyiydi.
ـ قلتِ أنّكِ لم تفعلي أيّ شيء لسيارته ـ كان عليّ قول هذا، الأمر سهل

Bunu söylemem gerekiyor olabilir; fakat umarım yollarımız bir daha kesişir.
ربّما ليس عليّ قول هذا، لكن آمل أن نلتقي ثانية

Bunu bunu söylemek benim için çok zor.
هذا.. من الصعب عليّ قول

Kahretsin. Onun müşteri olduğunu söylememeliydim.
سحقاً ، ما كان عليّ قول أنه عميل

Kahretsin! Bunun gizli olduğunu da söylememeliydim.
سحقاً ، ما كان عليّ قول أنه سري

Kahretsin! Bunun yasal olmadığını da söylememeliydim.
سحقاً ، ما كان عليّ قول أنه غير شرعي

Sanırım onu söylememeliydim.
أعتقد أنه لم يتوجب عليّ قول ذلم

Polise bir şey söylememeliydim. Karanlıktı.
لم يكن عليّ قول أيّ شئ للشرطة.

Bunu söylemeliyim, değil mi?
عليّ قول شئ , صحيح؟

Daha kaç kere söylemeliyim?
كم مرّة سيتعيّن عليّ قول هذا؟

Bakın, biliyorum bazı şeyleri önceden söylemeliydim.
إسمع، أعرف أنه يجب عليّ قول شيء في وقت سابق.

Hatalıydım, özür dilerim. Bir şeyler söylemeliydim.
كنت مخطئاً، لكنني آسف كان عليّ قول شيئاً ما

Bu çok... Bunu söylemek bana düşmez.
لا ينبغي عليّ قول ذلك.

Ama sanırım bunu söylemek bana düşmez.
لكن لا ينبغي عليّ قول ذلك

- Sana bir şey daha söylemem lazım.
يتوجب عليّ قول أمر آخر

- Vaiz bayana söylemem lazım...
عليّ قول هذا لسيدة الكنيسة...

söylemek zorundaydım.
حسناً , كان عليّ قول ذلك , أتفهم ما أقصده ؟

Bir şeyler söylemek zorundaydım.
كان الأمر كأنك توقفت عن الأمر كان عليّ قول شيء ما

Bunu kaç kere söylemem gerekiyor?
كم مرة عليّ قول ذلك؟

Çok üzgün görünüyordu. Bir şeyler söylemem gerekirdi öyle değil mi?
وبدت تعيسة، أعني، توجّب عليّ قول شيء ما، أليس كذلك؟