Khalid Ansari'yi Borz Altan'a ve Chicago borsasına kadar takip edeceğimizi biliyorlardı. | Open Subtitles | علِموا أننا سنتتبع خالد الأنصاري إلى بورز ألتن و C.B.O.T., |
İşte hikâyenin içinde hikâye: Kalanlar ve gidenler bir hikâyenin tarihini yanlarında taşıdılar, yazıya geçirmenin ona tutunmanın tek yolu olmadığını içten içe biliyorlardı, uzun bir günün sonunda verandada oturup çocuklarına bir hikâye anlatabileceklerini biliyorlardı. | TED | لكن إليكم القصة داخل هذه القصة: أولئك الذين رحلوا وأولئك الذين بقوا جميعهم حملوا معهم تاريخ قصة، علِموا في قرارة أنفسهم أن كتابتها ليست الطريقة الوحيدة لحِفظها، علِموا أنهم يستطيعون أن يجلسوا في نهاية يومٍ طويل على شرفاتهم أو درجات مداخلهم ويقُصّوا حكاية مسهبة لأولادهم. |
Katiller Hewitt'in aciz olduğunu biliyorlardı, değil mi? Çabucak satacağını tahmin ettiler. | Open Subtitles | إذاَ ، القتلة علِموا بأن |
Pamuk toplarken veya tütün biçerken bunaltıcı bir sıcakta hikâyelerini anlatabileceklerini biliyorlardı, hikâyelerinden öğüt verebileceklerini ve onları yorganlara işleyebileceklerini, en acı dolu olanları komik bir şeye dönüştürebileceklerini ve o kahkahalar ile vücutlarını, ruhlarını ve hikâyelerini tekrar tekrar çalmaya çalışan bir ülkenin tarihini aktarabileceklerini biliyorlardı. | TED | علِموا أنهم يستطيعون أن يغنّوا قصصهم في الحرارة الحارقة أثناء قطف القطن وحصد التبغ، علِموا أنهم يستطيعون استخدام قصصهم كوعظ في الكنيسة ونسجها مع اللحف التي كانوا يخيطونها، كيف يحوّلون أكثر القصص وجعاً إلى قصص مضحكة، ومن خلال هذا الضحك، يكشفون عن تاريخ أمّة حاولت مرةً بعد الأخرى أن تسلب أجسادهم، وأرواحهم وقصتهم. |
Bu fikre katılıyorlar, Onun ne söyleceğini tamamen biliyorlardı. | Open Subtitles | .أجل كانوا مقتنعين .(لقد علِموا تمامًا ماذا سيقول (كلارنس توماس |