Onların bağırsaklarını çıkartıp Şam'a kadar sürüklemek lazım, ta ki bizi barış sürecine dahil edene kadar. | Open Subtitles | يجب أن نعريهم و نسحبهم إلى دمشق حتى يتضمنونا فى عملية السلام |
Yeni bir barış sürecine gireceğimizi düşünmüştüm. | Open Subtitles | إعتقدنا بأننا يمكن أن نبدأ عملية السلام الصغيرة الخاصة بنا |
Bu ilişkin duyulursa sadece siyasi kariyerin değil Barış süreci de sona erer. | Open Subtitles | إن خرجت كلمةً من هذه القضية للعامة ليست مهنتك السياسية فقط من ستنتهي لكن عملية السلام برمتها أيضاً |
Önümüzdeki saatlerde daha detaylı bir açıklama yapacağım ama şimdilik bu Barış süreci sona ermek zorunda. | Open Subtitles | سوف ألقي بياناً كاملاً في غضون الساعة لكن بالوقت الراهن عملية السلام هذه وصلت إلى نهايتها |
Bu nedenle, isterseniz geçmişi deşmeye devam edelim ya da barış sürecini devam ettirebilmeniz için elinizdeki tek şans olan bana izin verin. | Open Subtitles | لذا يمكننا أن نواصل مداولة الماضي أو تسمحي لي أن أتابع الفرصة الوحيدة لديكِ لإحياء عملية السلام |
Omagh'da bomba 'Gerçek IRA' tarafından barış sürecinin orta yerinde infilak ettirildi. | TED | في أوما، انفجرت قنبلة، على يد الجيش الجمهوري الإيرلندي الحقيقي، في منتصف عملية السلام. |
Ve böylece barış sürecinde tekrar ileleyebiliriz, ve eğer bölgede göçmenler varsa birini öldürebilirler, bu da durdurulmalı. | Open Subtitles | ولا يمكن اتمام عملية السلام مجددا ولو كان سكان المستوطنات سيقتلون شخصا سوف تتوقف العملية ثانية |
Beyaz Saray sözcüsü, az önce barış sürecindeki rolümü söyledi. | Open Subtitles | السكرتيرة الصحفية بالبيت الأبيض أعلنت للتو دوري في عملية السلام |
Suçlamalar asılsız, ama suçlamaların duyulması bile barış sürecine balta vurur. | Open Subtitles | إدعاءاتها خاطئة، لكن الإدعاءات وحدها قد تعرقل عملية السلام |
Ortadoğu'daki barış sürecine biz de karşıyı çıkıyoruz tıpkı senin gibi. | Open Subtitles | نحن ضد عملية السلام في الشرق الأوسط، مثلكم بالضبط |
Dışardaki şiddet olayları barış sürecine yardımcı olmadı. | Open Subtitles | . العنف في الخارج لايساعد عملية السلام |
Ne olursa olsun, Barış süreci sona erer. | Open Subtitles | بأي حال، عملية السلام ستموت |
Barış süreci hâlen devam ediyor. | Open Subtitles | عملية السلام لا تزال حية |
Barış süreci yeniden canlandı. | Open Subtitles | عملية السلام عادت إلى مسارها |
Sana ihanet edip, barış sürecini sabote etmemiş. | Open Subtitles | و من خانك, و أعاق عملية السلام, |
Hassan'ın dul eşi bile bayrağı devir aldı ve barış sürecini devam ettiriyor. | Open Subtitles | حتى لو حملت أرملة (حسان) الشعلة وتابعت عملية السلام |
Açıklamada Başkanın takımında yer aldığımı ve barış sürecinin başarıya ulaşmasında büyük katkılarım olduğunu söyleyecek. | Open Subtitles | ستقول إنّني أصبحتُ جزءً من فريق الرئيسة وأنني كنت مصدراً لا غنى عنه في إنجاح عملية السلام |
Yarım saat içerisinde yetkililer tarafından barış sürecinin en önemli üçüncü ortağı olarak kabul edilen Rus Başkanı Yuri Suvarov JFK havaalanına inecek. | Open Subtitles | "في النصف ساعة القادمة" "الرجل المعروف على نطاق واسع" "بالشريك الثالث الحيوي في عملية السلام" |
Bu adam, barış sürecinde önemli rol alan aşiret liderlerinin adlarını biliyor. | Open Subtitles | هذا الرجل يعرف أسماء قادة التمرد بالغوا الأهمية في عملية السلام |
Hassan'ın ölümü onun tüm destekçilerini ve barış sürecindeki yandaşlarını harekete geçirecek ve Dalia'yı halefi olarak görmelerini sağlayacaktır. | Open Subtitles | وفاة (حسان) سوف تحثّ مناصريه وكل مدافعٍ عن عملية السلام هذه على التصدق عليها كوريثته |