İyi işti millet. Yaklaşıyoruz. | Open Subtitles | ،أحسنتم عملًا جميعًا نحنُ نقترب من حل القضية |
Bara giderdim. İyi, dürüst bir işti. | Open Subtitles | وأنا كنتُ أدير حانة، كان عملًا طيّبًا مُحترمًا. |
İdrar yolu enfeksiyonunu bulman iyi işti. | Open Subtitles | لكن أحسنت عملًا في موضوع إنتان المثانة هذا |
Üstelik bu meslek gerçek bir iş olarak da kabul edilmez. | TED | ولا يشار حتى إلى هذا العمل بصفته عملًا حقيقيًا. |
Burada harika bir şey yapmışsın. Güzel bir iş kurmuşsun. | Open Subtitles | أنت أنجزت عملًا رائعاَ هنا، وبنيت عملًا جميلًا |
Bana söylediklerine göre, iyiymiş. İyi bir iş çıkardın. | Open Subtitles | يخبروني أنّها بخير حتّى الان، أحسنتَ عملًا. |
Ve bu iş, Bay Reid'e göre içtenlikle yapılan düzgün işti. Utancımdan kurtulmak için savaştım, efendim. | Open Subtitles | وكان هذا عملًا حسنًا بذلت به قصارى جهدي لأتخلص من عارّي |
İki meclis üyesi de aileleriyle birlikte. İyi işti. Olduğu kadar. | Open Subtitles | كلا النائبين عادا لأسرتيهما، أحسنت عملًا برغم أنّه لم يؤثّر. |
Her yıl benden yardım isterdi. Zor bir işti. | Open Subtitles | لطالما كان صنعه كلّ عام عملًا صعبا |
O işti, bu çok daha önemli. | Open Subtitles | هذا كان عملًا هذا له أهمية قصوى |
Okul açmak çok zor işti. Çok fazla yardıma ihtiyacımız oldu. | Open Subtitles | "افتتاح المدرسة كان عملًا شاقًا، احتجنا إلى الكثير من المساعدة" |
Yarın görüşürüz, Alec. İyi işti | Open Subtitles | (أراك غدًا يا (آليك - احسنمتِ عملًا اليوم - |
Bunlar Devil ve Prada değil mi? İyi işti. | Open Subtitles | إنّكما تشبهان الشيطان و (برادا)، أحسنتما عملًا. |
Tek söylemek istediğim, iyi bir işti. | Open Subtitles | أردت أن أقول، أحسنتم عملًا |
Kayınpederim bana bir iş teklifinde bulundu ancak ne nişanlım ne de ben onunla çalışma taraftarı değiliz. | Open Subtitles | والد زوجي عرض علي عملًا, لكن لا أنا ولا زوجي نرغب بالعمل سوية. |
Ne tür bir salak, daha iyice brifingini vermeden birisine bir iş verir? | Open Subtitles | أي نوع من الأغبياء الذي يمنح شخص عملًا دونما إعلامه بكل شيء؟ |
Sana kaç defa o şekilde bir iş yönetmek istemediğimi söyledim? | Open Subtitles | كم مرّة أخبرتُكَ: لم أرِد أن أدير عملًا كذلك. |
Tek yaptığınız, namusluca bir iş kurmaya çalışan, birkaç iyi adamın canını yakmak. | Open Subtitles | أنت بهذه الطريقة ستجرح بعضًا من الرجال الجيدين الذين يحاولون أن يبدأوا عملًا شريفًا. |
Başkan ile iyi iş çıkardın. Duyduğuma göre yeşil ışığı yaktı. | Open Subtitles | لقد عملت عملًا رائع مع الرئيس, لقد سمعت أنه أعطانا الضوء الأخضر |
Ama değdi.Slotko'nun telefonunu almakla iyi iş çıkardın. | Open Subtitles | لكنه كان يستحقه. أحسنتم عملًا بحصولكم على هاتف سلوتكو. |