Elbette dönerdiniz. Ama merdivenin başında söylediğinde, ne yaptım? | Open Subtitles | وبعد ذلك عندما أخبرتني هناك على الدرج، ماذ فعلت ؟ |
Aynı şehirden olduğumuzu söylediğinde inanılmaz sevindim. | Open Subtitles | عندما أخبرتني انك من الوطن, شعرت بسعادة غامرة |
Bunu yapacağını söylediğinde gerçekten çok sinirlendim yumurtanı vereceğini. | Open Subtitles | لقد غضبت حقاً عندما أخبرتني أنكِ ستفعلين هذا التبرّع ببويضة. |
Çocukluğumuz hakında dediğinde biraz tedirgin olduğumu itiraf ediyorum. | Open Subtitles | و لكنني اعترف عندما أخبرتني أنها عن طفولتنا أحسست |
Annem, cuma geceni bana matematik çalıştırmak için feda edeceğini söyleyince... | Open Subtitles | عندما أخبرتني أمي أنك ستضحين بليلة الجمعة لتساعدينني في دراسة الرياضيات |
Bana söylediği zaman yüzümün halini görseydin. | Open Subtitles | كان لابد أن ترى وجهي عندما أخبرتني بالأمر |
Şey sen bana silahın yerini bildiğini sandığını söylediğin zaman | Open Subtitles | حسن ، عندما أخبرتني أنك تعتقدين أنك تعرفين مكان المسدس |
Ablam, seninle evlenmememi söylerken delilik etmiş. | Open Subtitles | أختي كانت مجنونة عندما أخبرتني بألا أتزوجك |
İlk söylediğinde üzüldüm ama anlarsın işte, zaman akıp gidiyor. | Open Subtitles | عندما أخبرتني لأول مرة لكن كما ترى, الوقت يمر |
En son dedemin öldüğünü söylediğinde aynı sırıtışı görmüştüm. | Open Subtitles | المرة الوحيدة التي كانت لديك تلك الابتسامة عندما أخبرتني أن جدي مات |
Anneannem bana ilk defa hayaletleri görebildiğini söylediğinde "şükürler olsun demek ki yalnız değilmişim" diyeceğime "Anneanne,senin neyin var?" demiştim. | Open Subtitles | عندما أخبرتني جدتي بأنها ترى الأشباح كان علي أن أقول : الحمد لله |
Ama sen babamın geldiğini bana söylediğinde ben başa çıkmıştım. | Open Subtitles | لقد تقبلت ذلك عندما أخبرتني بأن شبح والدي موجود |
Gizli kız arkadaşının büyük olduğunu söylediğinde üniversiteli demek istediğini sanmıştım. | Open Subtitles | عندما أخبرتني بأن صديقتك كبيرة كنت أعتقد أنها جامعية |
Bu filmi izleyeceğimizi söylediğinde internetten şaka versiyonunu buldum. | Open Subtitles | عندما أخبرتني بأننا سنشاهدُ هذا الفلم حصلت على نسخة معدّلة من الأنترنت. |
Çünkü bütün gerginliğim henüz gitmiş değil ki düşünecek olursak annen bana hamile olduğunu söylediğinde de aynen böyle hissetmiştim. | Open Subtitles | لأنك أقلقتني.. والذي، بالمناسبة.. ذلك بالضبط كيف شعرت عندما أخبرتني والدتك |
Çocukluğumuz hakında dediğinde biraz tedirgin olduğumu itiraf ediyorum. | Open Subtitles | و لكنني اعترف عندما أخبرتني أنها عن طفولتنا أحسست |
Yani o bana cehenneme git dediğinde, bu kafein yoksunluğundan mı kaynaklanıyordu? | Open Subtitles | إذاً، عندما أخبرتني أن اخرج فقد كان بسبب نقص الكافيين؟ |
Ama seninle yeni tanışmış olsak da şef gittiğini söyleyince üzüldüm. | Open Subtitles | عندما أخبرتني المالكة أنك رحلت, شعرت بالحزن |
Sen burada buluşacağımızı söyleyince biraz endişelendim ve Müdür Nowack'i aradım. | Open Subtitles | لقد راودتني الشكوك عندما أخبرتني أن نتقابل هنا لذا أخبرت المديرة نيوواك و |
Her şey, bana senin kayıt cihazındaki sesin ona ait olduğunu söylediği zaman başladı? | Open Subtitles | بدأ الأمر عندما أخبرتني... أنها صاحبة الصوت الذي على شريطك... |
Pazarlıklar beni neredeyse öldürüyordu ama bana bir bebek beklediğini söylediği zaman çok heyecanlandım ve o anda çocuğum benim olup olmadığına dair kuşkularım yoktu. | Open Subtitles | وكدت أن أضطر لبيع ما لدي ّ من أملاك من أجلها ولكن عندما أخبرتني بأنها كانت حاملاً كانت السعادة تغمرني وفي تلك اللحظةلم يكن لي أدنى شكّ بأن الطفل كان من صلبي |
Beni özleyeceğini söylediğin zaman ne kastettin? | Open Subtitles | ماذا قصدت عندما أخبرتني أنك ستشتاقين لي؟ |
Beni özleyeceğini söylediğin zaman ne kastettin? | Open Subtitles | ماذا قصدت عندما أخبرتني أنك ستشتاقين لي؟ |
Yani, onu bize Tim'in bıraktığını söylerken, ...kılı kırk yarıyordu. | Open Subtitles | أقصد ، هي لم تكن مبالية حتى عندما أخبرتني أن صديقها (تيم) هو من تركه عندنا |