"عندما أدركتُ" - Translation from Arabic to Turkish

• fark ettiğim zaman
• anlayınca
• anladığımda
• fark ettiğimde

Seksi ve umutsuz kadınların barlarda yalnız içtiğini fark ettiğim zaman.
عندما أدركتُ أن النساء المثيرات و اليائسات تشربن لوحدهن في الحانات

Şey, bir odada kilitli olduğumu fark ettiğim zaman...
حسناً، عندما أدركتُ أنني محبوسةفيتلكالغرفة..

Ama flash disk konusunda yalan söylediğini anlayınca, buna daha fazla devam edemedim.
لكن عندما أدركتُ أنّك تكذب عليّ حول القرص، لمْ يعد بإمكاني التحمّل أكثر.

Ama senden daha iyi olduğumu anlayınca... ne kadar korktuğumu anlatamam!
لكن عندما أدركتُ ..أنا يُمْكِنُأَنْأَفِيقَك. أصبحتُ خائفةَ جداً!

Onun, maskeli kötü adam olduğunu anladığımda hemen kostümünü giydi.
عندما أدركتُ أنها ...رجل القناع الشرير قام بإرتداء زيها بسرعه...

Joe'nun uçağının sabote edildiğini anladığımda sabotajcının intikam almaya çalışıyor olabileceğini düşündüm ama uçuş yapanlardan ziyade havayolu şirketinden intikam alıyordu.
أترى عندما أدركتُ بأنّ طائرة جو كان قد تم العبث بها

Yanımda olmadığını fark ettiğimde yolu yarılamıştım bile.
لقد كنت بنصف الطريق الى البنك عندما أدركتُ أنه ليس معي

Seni, Maya ile ilk gördüğümde ikinizin birlikte olduğunuzu fark ettiğimde benim de senin gibi olduğumu sonunda kendime itiraf edebildim.
أول مره " رأيتكِ مع "مايا عندما أدركتُ أنكم معا أخيرآ أعترفتُ لنفسي أني مثلكِ

Zararsız olduğunu düşündüm ama neye bulaştığımı anladığımda artık çok geçti.
ظننتُ أن الأمر غير ضار لكن عندما أدركتُ ما كان يحصلُ حقاً كانَ الأوانُ قد فات

İyi bir yalancı olduğumu anladığımda.
عندما أدركتُ أنّى كاذبة بارعة

Patricia Highsmith'in köşelere saklanan ya da evin önünde nöbet tutan takıntılı karakterlerinden birine dönüştüğümü fark ettiğimde, ...seni takip etmeye bir son verdim ve Portekiz'e yazmaya gittim.
عندما أدركتُ أنني سأتحول إلى إحدى.. الشخصيات المهووسة الخارجة من روايات "باتريسيا هايسميث"، التي تختبئ في الزوايا..