"عندما أصيب" - Translation from Arabic to Turkish

• vurulduğunda
• yaralandığında
• çarptığı zaman
• vurulduğu sırada

vurulduğunda ben poker oynuyordum, ama onu ben öldürmedim.
عندما أصيب كنت في لعبة بوكر، لكنني لم أقتله

Kurban vurulduğunda da boş olmasını gerektirmez bu.
إذاً لم تكن بالضرورة فارغة عندما أصيب الضحية

Şarapnel parçalarına bakılırsa kurban vurulduğunda koşuyormuş.
بالحكم على أثار الشظايا أقول إن ضحيتنا كان يركض عندما أصيب

Babam yaralandığında, kendisini dönüşmeden önce bağlamamı söylemişti.
عندما أصيب أبي أخبرني أن أربطه قبل أن يتحول

Levha ona çarptığı zaman sinirleri sıkışıp elleri gaz pedalını kavramış.
عندما أصيب , ظهرت عروقه ... ويديه علقّت على دواسة البنزين و ... الدراجة النارية

- Sahil Güvenlik Memuru vurulduğu sırada neredeydiniz?
أين كنت عندما أصيب ضابط حرس السواحل بالرصاص؟

Ama vurulduğunda ağaca dayalı değilmiş.
و لكنه لم يكن يتكىء على أي خشب عندما أصيب

Yani kurbanımız vurulduğunda balkondaymış.
مما يعني أن ضحيتنا وقف في الشرفة عندما أصيب

Yani vurulduğunda üniformayı giymiyordu.
ذلك يعني بأنه لم يكن يرتدي الزي عندما أصيب

Başlangıç olarak, kocanız vurulduğunda tam olarak... -...neredeydiniz ve...
.. عندما أصيب زوجكِ، و - سوف أوقفك في الحديث -

Tom vurulduğunda binadan herkesi tahliye etmeye çalışıyormuş.
توم يحاول مسح خارج المبنى عندما أصيب.

Teğmen McAllister vurulduğunda araba hareket etmiyordu Bay Palmer.
يقصد أن السيارة كانت واقفة (عندما أصيب الملازم (ماكليستر (يا سيد (بالمر

Ian vurulduğunda çantasını kaybetti.
ايان) فقد حقيبته عندما أصيب في اطلاق النار)

Kardeşin yaralandığında orada mıydın?
هل كنت هناك عندما أصيب أخوك ؟

Araba çarptığı zaman elinden fırlamış olmalı.
لابد أنها وقعت من يده عندما أصيب

Bu sabah Strauss vurulduğu sırada evdeydi.
ونعلم أنها كانت في المنزل هذا " الصباح عندما أصيب " ستراوس

Tamam, vurulduğu sırada senin yanındaydı ama o olay bir kazaydı.
أجل كان معك عندما أصيب