düştüğünde bizleri de kendinle beraber sürüklemezsin. | Open Subtitles | بهذه الطريقة، عندما تسقط لن تأخذ أحداً منا معك |
Şimdi Vietnam düştüğünde, sıra Çin'e mi gelecek? | Open Subtitles | الان , عندما تسقط فييتنام هل ستكون الصين المقبله؟ |
Denize düştüğünde, bir balık getirmen gerektiğini biliyor musun? | Open Subtitles | أتعلم, عندما تسقط في الماء.. يتوجب عليك أن تحضر لي سمكة |
Kaybetsen bile, sen düşerken babamın yüzündeki ifadeyi düşünsene. | Open Subtitles | حتى لو خسرت، تخيل النظرة على وجه والدك عندما تسقط. |
Onun boyunda ve ağırlığındaki birinin merdivenlerden aşağıya düşerken hangi pozisyonlarda olabileceğiyle ilgili her ihtimali düşündük ve hiçbirinde kendi boynunu bu şekilde kıramayacağını gözlemledik. | Open Subtitles | نحن قمنا بمحاكاة كل لقطة ارتفاع ووزن جسدها ربما قد يحركها عندما تسقط الدرج ولايوجد في السيناريو |
Sen yere düşüp kalkmayınca, sinirleniyorum. | Open Subtitles | حسناً, أنا أقلق كثيراً عندما تسقط أرضاً ولا تنهض |
Ama düştüğünde altında güvenli ve sağlam yumuşak bir şey var. | Open Subtitles | لكن عندما تسقط, هناك مهبط لين تحتك... شيء آمن و موثوق |
Bir uçak düştüğünde bir sonraki gün hangi havayolu uçmak için en güvenilir olur? | Open Subtitles | عندما تسقط طائرة، ما هي شركة الطيران الأكثر آماناً للطيران في اليوم التالي؟ |
Eğer köpek olmanın anlamı Bay Peabody gibi olmaksa sana hiç sırtını dönmüyorsa ve her düştüğünde, seni kaldırmak için orada olmaksa ve kaç kere işleri berbat etmeni umursamadan sevmekse eğer köpek olmanın anlamı buysa tamam o zaman, ben de bir köpeğim! | Open Subtitles | اذا كان الكلب يعني ان اكون مثل السيد بيبودي لا يدير ظهره لك ودائما يمسك بك عندما تسقط |
Pili hemen biten ve her düştüğünde kırılan bu ağır şeyleri kim taşımak ister?" | TED | "من يريد اقتناء مثل تلك الأشياء الثقيلة" "حيث تتعطل البطاريات سريعًا، وتنكسر الهواتف عندما تسقط منك" |
Kan havuzuna düştüğünde sıçramaların üstü örtülmüş olabilir. | Open Subtitles | أي إنتشار قد يغطى عندما تسقط في بركة دم |
Yapraklar düştüğünde masumlar ölür diyordu. | Open Subtitles | يقول "عندما تسقط أوراق الشجر "ستسقط البراءة كذلك |
düştüğünde orada olacağımı sana söylemiştim. | Open Subtitles | لقد أخبرتك بأني سأكون هنالك عندما تسقط. |
Yaşlı bayanlar düşerken, yavaş değilimdir. | Open Subtitles | عندما تسقط سيدة عجوز انا لست بطئ |
Attan düşüp eşeğe bindiğinde gel beni gör. | Open Subtitles | لكن عندما تسقط . .. . من فوق هذا الحصان . |
Normalde ağaçtan düşüp benimle dövüşmeye çalışırlardı. | Open Subtitles | عادة عندما تسقط من الأشجار ومحاولة ل محاربة لي . |