"عندما تصلين" - Translation from Arabic to Turkish

    • vardığında
        
    • Geldiğinde
        
    • varınca
        
    • gittiğinde
        
    • zaman söyleyeceğim
        
    • gelince
        
    • gidince
        
    • ulaştığında
        
    • vardığınızda
        
    • ulaştığın zaman
        
    Pekâlâ, oraya vardığında beni ara ve dikkatli ol, tamam mı? Open Subtitles حسنا , كلمينى عندما تصلين واحترسى حسنا ؟
    Jeep'e vardığında sakın bekleme. Open Subtitles عندما تصلين إلى سيارة الجيب لا تنتظري أي شيء ، أي شيء ولو لم ينجح هذا ، إجري
    Buraya Geldiğinde hallederiz, Tamam mı ? Open Subtitles سَأَتْركُك تَذْهبين. نحن سَنُرتب ذلك عندما تصلين ، إتفقنا؟
    Bu yaşa Geldiğinde böyle düşünceler geçiyor aklından işte. Open Subtitles عندما تصلين إلى مثل سني تخترق هذه الأفكار ذهنك
    Nehre varınca, 3 km batıya gidin çürük çarık bir köprü göreceksiniz. Open Subtitles عندما تصلين للنهر، اتجهي غرباً ميلين إلى جسر متهالك يشبه ابتسامة ملتوية
    Peki, karakola gittiğinde Ryan'ı ara. Open Subtitles أوه ، حسناَ ، عندما تصلين للمحطة ، اتصلي برايان
    Sebebini geldiğiniz zaman söyleyeceğim. Open Subtitles وسأشرح السبب عندما تصلين هنا
    - Pekala, eve vardığında haber ver. Open Subtitles حسناً، أعلميني عندما تصلين إلى المنزل. أنا بالمنزل.
    Hayır, oraya vardığında yiyebilirsin. Gemideyken yeme. Open Subtitles ستأكلين عندما تصلين إلى هناك لكن لا تتناولي شيئاً على الباخرة
    Gemiye çıktığında, onun yanına vardığında ne diyeceğini biliyorsun. Open Subtitles عنما تصلين الى السفينة, عندما تصلين إليه تعلمين ما يجب أن تخبريه.
    Kalanını da vardığında alacaksın. Open Subtitles الستة آلاف الأخرى عندما تصلين ل"لوس أنجلوس".
    Unutma sakın, kavşağa Geldiğinde 10'u 1 geçe arabanın yönünü değiştir. Open Subtitles فقط تذكري، عندما تصلين إلى ملتقى الطرق غيري اتجاه السيارة عند العاشرة و دقيقة
    - Tamam o zaman. Eve Geldiğinde görüşürüz. Open Subtitles أذآ سألتقيكِ بالمنزل عندما تصلين ألى هناك؟
    ...bana bir kıyak geçip, yarıya Geldiğinde elini kaldırır mısın? Open Subtitles هلأ قمتي من أجلي بتصميتها وارفعي يدك عندما تصلين لوجهة نظرك في منتصف الطريق؟
    Eve varınca arayacağını söylemiştin. Open Subtitles آسفة أن أكلمك باكرا و لكنك قلت أنك ستكلميني عندما تصلين
    Ama öteki tarafa gittiğinde umarım anlarsın. Open Subtitles ولكن عندما تصلين إلى العالم الآخر، أتمنى أن تتفهمي الأمر.
    Sebebini geldiğiniz zaman söyleyeceğim. Open Subtitles وسأشرح السبب عندما تصلين هنا"
    Ama benim yaşıma gelince ölümün hikayenin sonu olduğunu anlarsın. Open Subtitles لكن عندما تصلين لعمرى تدركين ان الموت نهاية القصة فحسب
    Oraya gidince ne yapacaksın? Tru? Open Subtitles ولكن ، ماذا ستفعلي عندما تصلين إلي هنا ؟
    Geçit'e ulaştığında, ayrılma zamanı. Open Subtitles عندما تصلين إلى الترانزيت فإنه وقت للإفتراق
    Ankara'ya vardığınızda Amerikan Elçiliğine ulaşmaya çalış. Open Subtitles اذهبي الى السفارة الامريكية عندما تصلين الى انقرة
    Kasabaya ulaştığın zaman, kendine rahat bir yer bul iyi bir yatağı olsun. Open Subtitles عندما تصلين للبلدة ابحثي لكِ عن .. مكان مريح أعني ، فراش مريح

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more