"عندما تقابلنا أول" - Translation from Arabic to Turkish

• ilk tanıştığımızda
• İlk tanıştığımız zamanı

İlk tanıştığımızda size aptalca cevap verdiğim bir soru sormuştunuz.
عندما تقابلنا أول مرة عندما سألتني وأجبتُكِ بطريقة بلهاء

Biliyor musun, ilk tanıştığımızda ortak bir yanımız olduğunu anlamıştım.
أتعرف ، لقد أدركتُ أننا بيننا الكثير من الأشياء المشتركة ، عندما تقابلنا أول مرة

İlk tanıştığımızda bu yakışıklı prens beni korkak sanıyordu.
عندما تقابلنا أول مرة الأمير بوني سترلينج هنا ظنّ بأني كنتُ جباناً

İlk tanıştığımız zamanı düşünüyorum, olağanüstüydün ve mükemmel bir şey yapmak istiyordun.
أتذكّر عندما تقابلنا أول مرة لم تكن شخصاً معروفاً حينها لقد أردت أن تفعل شيئاً عظيماً بحق

İlk tanıştığımız zamanı hatırlıyor musun?
أتتذكرين عندما تقابلنا أول مرة؟

Biliyorsun, ilk tanıştığımızda aramızda bir elektriklenme odlu.
أتعرفين , عندما تقابلنا أول مرة , كانت هناك هذه الشرارة المجنونة

İlk tanıştığımızda aynısını senin için de söylemiştim.
نعم، هذا ما قلته عنك عندما تقابلنا أول مرة

İlk tanıştığımızda sana kim olduğunu sormuştum. Hatırlıyor musun?
عندما تقابلنا أول مرة، سألتك من تكون، أتذكر ؟

İlk tanıştığımızda altı polisi öldürdün.
عندما تقابلنا أول مرة ، قتلت فيها 6 رجال شرطة

İlk tanıştığımızda yüzüme bile bakmadı çünkü ben Missouri'li taşra çocuğuydum, o ise büyük şehir sıçanıydı.
عندما تقابلنا أول مرة، لم تنظر لي حتى لأني كنت ريفي أخرق من مزرعة في "ميزوري" و هو فأر من المدينة

İlk tanıştığımızda bana "Onlar ailem gibi" demiştin.
الآن، عندما تقابلنا أول مرة أنتِ قلتِ لي: "إنهم عائلة"

İlk tanıştığımızda uyuşturucuyu söylememiştin.
...عندما تقابلنا أول مرة أنت لم تقل لي أي شيء عن المخدرات

Ediyordu. İlk tanıştığımızda... Ama...
.. أجل، عندما تقابلنا أول مرة ولكن

Bay Marsh, sizinle ilk tanıştığımızda yanımızda Carlotta Adams vardı.
سيد (مارش) عندما تقابلنا أول مرة، كان ذلك بحضور (كارلوتا آدامز)، الممثلة

İlk tanıştığımızda...
...عندما تقابلنا أول مرة