Geri döndüğümde, karantinada uyanık bir şekilde uzanmış seni düşünüyordum. | Open Subtitles | عندما عدت كنت اجلس مستيقضاً في الحجر الصحي افكر بشأنك |
İşime Geri döndüğümde, şu soruyu sordum: eğer zihninize sahte bir anı ekersem, herhangi bir yankı uyandırır mı? | TED | عندما عدت إلى عملي، سألت هذا السؤال: لو أنني زرعت ذاكرة كاذبة في عقلك، هلو يكون لها مضاعفات؟ |
Montreal'deki karlı geceye geri dönersek, yolculuğumdan Geri döndüğümde, müteahhitime kapının yanına içinde ön kapının da anahtarı olan hatırlaması kolay bir kombinasyonla şifreli kilit yaptırdım. | TED | نعود إلى تلك الليلة الثلجية في مونتريال عندما عدت من رحلتي قام المتعهد بتركيب قفل توافقى بجانب الباب يضم مفتاح الباب الأمامي وسهل أن تتذكر الأرقام |
Ama gerçek şu ki Deanna, eve döndüğümde gidecek hiçbir yerim yok. | TED | ولكن الحقيقة ديانا، عندما عدت لمنزلي، لم يكن لدي مكان أذهب إليه. |
lrene beni hiç terk etmedi, ben Casablanca'dan döndükten sonra bile. | Open Subtitles | ايرين بقيت الى جانبي حتى عندما عدت من كازابلانكا |
- Buraya geri döndüğünde getirdiğin tek şey zehir oldu. | Open Subtitles | عندما عدت إلى هنا، الشيء الوحيد الذي أحضرته هو السم |
Ama Geri döndüğümde bir yığın yeni fikrim vardı. | TED | ولكن عندما عدت إلى الكتابة، كان في رصيدي أفكار متنوعة وجديدة. |
enternasyonlist oldular. Aralık 2001'de Geri döndüğümde, | TED | اهتماما با لا مور ا لدولية . تعرفون , عندما عدت في ديسمبر 2001 , لم |
Evimize Geri döndüğümde banyoya girdim, dişlerimi fırçaladım, yüzümü yıkadım. | Open Subtitles | عندما عدت لمنزلي دخلت الحمام وفرشت أسناني وغسلت وجهي |
Bir mil ileride. Geri döndüğümde olan olmuştu. | Open Subtitles | على بعد حوالي الميل، عندما عدت كان قد إنتهى كل شيء |
New York'a Geri döndüğümde, artık yalanı bırakmam gerektiğini farkettim. | Open Subtitles | ولكن عندما عدت إلى نيويورك، شيئا ما كان مختلفا. لسبب ما، شعرت وكأني ليس لدي سبب للكذب بعد الآن. |
Geri döndüğümde, ne istediğimden emin değildim. | Open Subtitles | عندما عدت إلى هنا لم أعرف حقاً ما اللذي أريده |
Bunu eve döndüğümde de söylemiştim. Çok tekdüze bir iş. | Open Subtitles | انا قلت ذلك عندما عدت الى المنزل انه ممل جدآ |
Irak'tan döndükten sonra yanlış insanlarla takıldım. | Open Subtitles | العمل مع الأشخاص الخطأ عندما عدت من العراق |
İtalya'dan geri döndüğünde ikimiz ve geleceğimiz hakkında konuşmuştuk. | Open Subtitles | دائماً ما نتناقش، أنا وإياك عن المستقبل .. عندما عدت من إيطاليا |
Eve döndüğünüzde, babanızla konuştunuz mu ? | Open Subtitles | عندما عدت إلى المنزل هل تحدثت مع والدك ؟ |
eve geldiğimde çevre otoyolununun tam sonundan geçerken trafiğe sıkıştığımdan dolayı hayal kırıklığına uğramıştım, | TED | عندما عدت إلى الوطن، أُصبت بالإحباط فورا، عالق في زحمة المرور بينما أعبر الجهة العليا من محيط طريقنا السريع. |
(Alkış) Afganistan'a döndüğüm zaman, dedem, kızlarını eğitmeye cesaret gösterdiği için evden uzaklaştırılan, beni ilk tebrik edenlerin arasındaydı. | TED | تصفيق عندما عدت إلى أفغانستان، جدي جدي الذي اغترب عن منزله ليعلم بناته بكل ثقه كان أول الأشخاص الذين هنئوني |
Geçen gün gece yarısı kulüpten dönünce, başparmağınla işaret parmağın arası tebeşirliydi. | Open Subtitles | كان عندك طباشير بين سبابتك وإبهامك عندما عدت من النادي ليلة أمس |
Kendine geldiğinde kollarında çürükler var mıydı? | Open Subtitles | عندما عدت , أكان هناك أيّ جروح أو خدوش على ذراعيك؟ |
Çantamı restoranda bıraktığımı sandım. Aramak için geri döndüm, ama orada yoktu. | Open Subtitles | ، ظننت أول الأمر أني تركتها بالمطعم لكن عندما عدت لأبحث عنها ، لم أجدها |
Eve geldiğin zaman, bir süre uzaklara daldın. | Open Subtitles | عندما عدت إلى المنزل، كنت مفقود الروح لمدة. |
geri geldiğimde kıyı kısımlara bakmaya karar verdim ben de. | Open Subtitles | لهذا عندما عدت قررت أن آتي إلى هنا وأزور الشاطيء |
RM: Evet. 2008'de San Francisco'ya Geri döndüğümde, bu bayrağı araştırdım çünkü orada yaşadığım sekiz yıl içinde onu hiç görmemiştim. | TED | رومان: حسنا، عندما عدت إلى سان فرانسسكو في عام 2008 عكفت على دراست علمها. لأني لم أره من قبل خلال السنين الثمانية الماضية التي عشت فيها هناك |
Ama fabrikaya geri gittiğimde, 3. katın var olmadığını söylediler. | Open Subtitles | لكن عندما عدت للمصنع، أخبروني أن الطابق الثالث غير موجود |