"عندما قابلته" - Translation from Arabic to Turkish

    • Onunla tanıştığımda
        
    • Tanıştığımızda
        
    • karşılaştığımda
        
    • onunla tanıştığında
        
    • Onunla ilk tanıştığımda
        
    • tanıştığım zaman
        
    Onunla tanıştığımda öyle açtı ki, kendi dilini yemeye çalışıyordu, ve o dille Sezar salatası yapılmaz. Open Subtitles لأنني عندما قابلته كان جائع جدا كان يحاول أكل لسانه مضحك بما يكفي، أنهم لم يجهزوا سلطة الكاريير مع ذلك
    Onunla tanıştığımda Hoş bir adam gibi gözüküyordu ve iyi bir işi var. Open Subtitles بدا لي رجلاً لطيفاً عندما قابلته و لديه و ظيفةٌ جيده
    Onunla tanıştığımda daha 13 yaşındaydım. Open Subtitles لقد كنتُ في الثالثة عشر فقط عندما قابلته.
    Bak, Lois'in babası da Tanıştığımızda canıma okuyordu. Open Subtitles سَأُخبرُك، والد لويس كَانَ مزعجاً عندما قابلته
    Onunla yıllar önce ilk kez karşılaştığımda hâlâ bir insandı tıpkı şimdiki gibi korkunçtu. Open Subtitles عندما قابلته للمرة الأولى قبل عدة سنوات كان لا يزال بشرياً.. ولكن وحشي
    Serena onunla tanıştığında Ben'in oldukça iyi bir adam olduğuna eminim; ama birini üç yıllığına bir yere tıkarsanız. Open Subtitles ( أنا متأكد من أن ( بن ... كان رجلاً لطيفاً ... ( عندما قابلته ( سيرينا لكن عندما تزج بشخص في السجن لثلاث سنين
    Onunla ilk tanıştığımda küçük sıska bir sıçandan daha büyük değildi. Open Subtitles عندما قابلته لأول مرة لم يكن أكبر من فأر هزيل صغير
    Onunla tanıştığım zaman, o daha "Funiculi Funicula"yı söylüyordu. Open Subtitles عندما قابلته كان لا يغني سوى Funiculi Funiculà"."
    Ama itiraf edeyim bir kleptomanyak. İlk gün Onunla tanıştığımda terliklerimden birini çaldı. Open Subtitles لكن يجب أن أخبرك بأنه له سابقة فى السرقة لقد سرق حذائى عندما قابلته أول مرة
    Onunla tanıştığımda serserinin tekiydi. Open Subtitles اتعلمين, عندما قابلته, اعتاد ان يكون فاسقاً.
    Onunla tanıştığımda, adım uzunluğunu 86 cm. olarak ölçmüştüm. Open Subtitles عندما قابلته اتا قيمت طول خطوتة حوالي 34 انش
    Onunla tanıştığımda çoktan bu işte en iyi duruma gelmişti. Open Subtitles عندما قابلته كان الأفضل في مجال عمله
    Onunla tanıştığımda patronum olduğunu bilmiyordum. Open Subtitles . . لم أعرف أنه رئيسي عندما قابلته
    Onunla ilk Tanıştığımızda bana hayran kalmıştı... tutkuları için savaşmaya inanırdı. Open Subtitles عندما قابلته لأول مرة منذ عام كنت مهووسة به مهووسة بالشغف فى قتاله
    İlk Tanıştığımızda gördüğüm en soğuk insan gibi gelmişti. Open Subtitles عندما قابلته للمرة الأولى، إعتقدت أقلّ الأشخاص وداً ممن قابلتهم إطلاقاً حقير فعلاً..
    Onunla yıllar önce ilk kez karşılaştığımda hâlâ bir insandı tıpkı şimdiki gibi korkunçtu. Open Subtitles عندما قابلته قبل عدة سنين.. كان لا يزال بشريا،ً الى حدٍ ما.. لكنبشكلٍفضيعٍللغاية!
    Seninle Colleen'in dojo'sunda ilk karşılaştığımda içindeki o tatlı masumiyeti hemen fark ettim. Open Subtitles عندما قابلته لأول مرة في مركز "كولين " للفنون القتالية لاحظت أنك تتمتع ببراءة جميلة
    Onunla ilk tanıştığımda senden daha da ezikti. Open Subtitles عندما قابلته للمرة الأولى لقد كان خاسرا أكثر منك
    Onunla ilk tanıştığımda ormanda yaşıyordu. Open Subtitles كان يعيش بالغابة عندما قابلته أول مرة
    Onunla tanıştığım zaman ben şapkacıydım. Open Subtitles كنت صانعة قبعات عندما قابلته

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more