Küçükken üzerimde sigara söndürüldüğünü bilmek istemezsin. - Bunu bilmiyordum. | Open Subtitles | أنتِ لا تريدين سماع إنه تم إطفاء السجائر على جسدى عندما كُنت صغيراً |
Ben Küçükken dedemin anlattığı bir şeyi hatırlattı. | Open Subtitles | يذكّرني بما علّمني جدّي عندما كُنت صغيراً |
Ben Küçükken dedemin anlattığı gibi. | Open Subtitles | تماماً مثلما علّمني جدّي عندما كُنت صغيراً قال: |
Üzgünüm, benim annem de ben çok Küçükken vefat etmiş. | Open Subtitles | آسف ، أمى ماتتت عندما كُنت صغيراً أيضاً. |
Ustalaşabilecek kadar Küçükken İngilizce'yi öğrenmeme bile izin vermedi. | Open Subtitles | لم يسمح لي حتى بتعلم الإنجليزية عندما كُنت صغيراً بالشكل الكافي لأتقنها |
Çok Küçükken bile düşündüklerinden çok daha akıllıydım. | Open Subtitles | عندما كُنت صغيراً جداً ، كُنت أكثر حكمة مما يعتقدون |
Küçükken bir köpeğim vardı. | Open Subtitles | لقد كان لدي كلب عندما كُنت صغيراً. |
Ailem beni çok Küçükken bir SeaWorld parkına götürmüştü. | Open Subtitles | أول مرة قام فيها والدي بإحضاري لملاهي "عالم البحار" عندما كُنت صغيراً للغاية |
- Küçükken beni Londra'ya getirirdi. | Open Subtitles | كانت تذهب معي إلي "لندن .عندما كُنت صغيراً |